Işığın O Kör Edici Yokluğu , Fas'ta gerçekleşen bir suikast girişiminden sonra saldırıyı yapan askerlerin 20 yıl kadar süren,karanlık bir zindanda terkedilmişcesine aldıkları cezayı anlatan bir kitap.Çok uzak değil 1971 senesinin temmuzunda yaşanan olay sonrası bu şekilde bir cezalandırma sisteminin olması şaşırttı.Nihayetinde kitap kurmaca değil gerçek olaylardan yola çıkarak yazılmış o yüzden anlatılanlar daha fazla etkiledi beni.
23 kişiden oluşan bu mahkumların hücre içerisinde birbiriyle olan iletişimi ve hayatta kalmaya çalışma mücadelesi okura ruh sağlığının beden sağlığından baskın geldiğini ispatlar nitelikte.Şartlar zaten vücudun tüm dengesini bozmuş durumda ama inançları ve başlarına gelenleri kabulleniş ölümleri geciktirir ama sadece geciktirir.Kabızlık,akrep sokması,açlık gibi durumlardan dolayı ölenler de mevcuttur.Her ölüm geride kalanlar için farklı bir hikaye oluşturur.Mahkumların isyankar davranışlar içerisine girmeden Allah'a sığınmaları,namaz,dua ve Kur'an ile ruhlarını beslemeleri en büyük kurtarıcıları olmuştur.
Anlatıcının babasıyla olan ilişkisi, özellikle son bölümde yaşananlar için de demeliyim ki herkesi ve her şeyi olduğu gibi kabullenişin doruk noktası.Peki kitabı okuyan arkadaşlara sormak isterim insanoğlu onca zorluğa katlandıktan sonra normal yaşam standartlarında neden zorlanır ,hiçbir şeye tahammül edemez vardır elbette psikolojik açıdan bir açıklaması ama bu durum her zaman ilginç gelmiştir bana.Tahar Ben Jelloun dan okudugum ilk kitaptı bu aslında Kutsal Gece adlı kitabı vardı listemde bir sonraki kitabım o olacak sanırım.Kitapla ve sevgiyle kalınız.