Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanatçı eseri için çalışmayı bırakıp küratör için çalışmaya başlar.
Küratör sanatçının bağımlılığının, eserin küratör desteği olmaksızın ayakta duramayacağının farkındadır. Ve bunu sömürür.
Reklam
Bugün dalkavukluk eden yarın bir sergiye küratör olur.
Küratörün Gücünün Her şeye Yettiği Dogması
Eserin montajı esnasında küratörün söylemi somutlaşır, megaloman ve kavramsal kibriyle elli metrelik bir salonu yerdeki bir muz kabuğuna ve duvardaki birer yoğurt kabı kapağına ayırır (Gabriel Orozco'nun MoMA'daki sergisi). Eserin mekanda kendi belirlediği şekilde sergilenmesini sağlar, çünkü zaten eser küratörlük olmadıkça değerden yoksundur: Çöpten ya da günlük cisimlerden ibarettir, objenin seçilmesiyle başlayan dönüşüm ise küratörlüğü kutsallaştıran bir mucizedir. Sanatçı montaj aşamasında bile bir fazlalıktır; esere dair genel görüş küratörden çıkıyorsa, montaj da bu görüşe karşılık geliyorsa, sanatçı önemli olmadığı gibi gerekli de değil demektir. Objelerini bırakıp oradan ayrılabilir ve serginin başlayacağı gün sonucu görmeye gelebilir. Bu sayede eser, eserin anlamı ve mekan konusunda bütün güç küratörün eline geçer. Sanatçı eseri için çalışmayı bırakıp küratör için çalışmaya başlar.
Küratörün Gücünün Her şeye Yettiği Dogması
Çağdaş sanatta ise durum farklıdır. Küratörler gücü her şeye yeten kişilerdir ve eseri sahiplenirler, çünkü eseri kendi yazdıkları metinler meydana getirir. Anna Joelsdottir'in üstüne boya sıçratılmış sopalarını "resim anlatısının mantıksal temsille bağını koparmak için soyut bir diyalog kuran metaforik bir görüş" olarak var eden bu metinlerdir. Böylece nesne yere konmuş boyalı sopalar olmaktan çıkıp "sanatçının deneyimlediği kaosun temsili"ne dönüşür. Esere bu boyutu katan bir metindir; bu sahte sanatın yetenek, teknik ve icra gerektirmeyen eserleri böyle bir desteğe ihtiyaç duyarlar. Küratör sanatçının bağımlılığının, eserin küratör desteği olmaksızın ayakta duramayacağının farkındadır. Ve bunu sömürür. Eserlerin sahibi kendisidir.
Küratör Dogması
Zira sanatın yaratıcısı sanatçıysa ve sanat artık yaratı gerektirmiyorsa, sanatçı da gereksiz demektir.
Reklam
Küratör Dogması
Birçok sergi broşüründe artık sanatçıların isimlerine yer verilmez; herkesten önce küratörün ismi yer alır ve projenin falanca isimli uzmanın gözetiminde hazırlandığı vurgulanır.
Küratör Dogması
İspanya pavyonunun küratörlüğünden Alberto Ruiz de Samaniego sorumluydu. Pavyona dahil olacak dört sanatçının kimle olacağı sorulduğunda cevabı sertti: "Sanatın başlıca sorunlarından biri isim fetişizmi. Ben isimleri bir araya getirebilecek projelere öncelik vermeyi amaçlıyorum, dolayısıyla belirlediğim prensiplere uyacak sanatçılar seçtim." Küratör Ruiz de Samaniego'nun bu tutumu istisna olmadığı gibi standarda dönüşmüş durumda.
Bugün dalkavukluk eden, yarın bir sergiye küratör olur.
Reklam
Çağdaş sanat teorisyenlerinin tesis ettiği dogmaların bazılarına hepimiz aşinayız: Sanatı meydana getiren şey eserler değil fikirlerdir; herkes sanatçıdır; sanatçının sanat addettiği her şey sanattır ve elbette küratör sanatçıdan üstündür. Böyle bir özen karşıtlığı sayesinde üşengeçlik, zıpçıktılık, zekâ eksikliği gibi kavramlar bu sahte sanatın birer değerine dönüştü ve her şey müzelerde sergilenebilir hale geldi. Hiçbir estetik değeri bulunmadan sanat diye sunulan nesneler bu dogmatizmin buyurduğu şekilde, bir otoritenin buyurduğu prensiplere tamamen boyun eğerek kabul edilmekte.
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.