Namaz, oruç, hac ve kurban hep riyadır, hep riya Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya . . Sevgi, şefkat, selam, sohbet hep riyadır, hep riya Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya . . Saygı, hürmet, izzet, ikram hep riyadır, hep riya Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya . . İlim, irfan, takdir, tenkit hep riyadır, hep riya Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya/Syf.91
Tüm ön yargılarım için özür dilerim
Sana tüm ruhumla Dört elle değil bin elle sarılmadığım için bin kere pişmanım Kapında seni kölenim demediğim için pişmanım Seni bu kadar sevdiğimi bilmiyordum Ve senin ne kadar güzel bir insan olduğunu unutmuştum Özür dilerim Kalbini ruhunu görmüyordum o sıralar Özür dilerim Sen her şeyin en güzeline layıksın Ne olursun kalbini dinle Ne olursun Ruhuna sor her ne yapacaksan o sana doğruyu gösterir ve sonucu ne olursa olsun saygım sonsuz ve duacı olurum iyi ol diye Çok çektin çok kurban olduğum bin kere kurban olduğum Son olarak gözümü iste burda Ciğerimi iste burda Kalbimi iste burda hepsi senin sök al
Reklam
Kurban ayinlerinin kökenleri
Canlı" değilse, bir adakla bir "ruh"la donatılmış değilse, hiçbir şey sürüp gidemez; inşa ayininin prototipi dünyanın kuruluşunda gerçekleşmiş olan kurbandır. Gerçekten de, bazı arkaik kozmogonilerde, dünya Kaos'un (Taimat) simgesi bir ilk canavarın ya da kozmik bir makrantrop'un (Ymir, Pan' Ku, Purusha) kurban edilişiyle var olmaya başlamıştır. Bir yapının gerçekliğini ve sürüp gitmesini sağlamak için, örnek yapının tanrısal eylemi yinelenir: Dünyaların ve insanın yaratılışı. İlk önce, mekanın "gerçekliği" arazinin kutsanmasıyla yani bir "merkeze" dönüştürülmesiyle elde edilir; ardından, inşa eyleminin geçerliliği tanrısal kurbanın yinelenmesiyle teyit edilir.
Zeynep Bastık Lan
[Bölüm 1] Bana sen gerek, şu küslüğü bırak Gel konuşalım or'dan bur'dan Bahçemin deli, ey yaman gülü Feda uğruna yansın bu orman [Nakarat] Sana ben ezelden geldim, lan
Her ilişki bir seçimdir unutma , Aşk karmaşık bir duygu olsa da Aşka düştüğün kimi insanlarla Arandaki etkileşimin nedeni Travmalarınızın mükemmel Uyumu olabilir.
Reklam
222 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
YENİ DÖNEM SANCILARI
Sabahattin Ali'nin yeni rejimi (Cumhuriyet Rejimi) ahlaki yönden sorguladığı ve aklı olana da sorgulattığı harika eseridir. Kendisinin muhafazakarlıkla uzaktan yakından alakası olmamasına rağmen böyle bir romanı yazmaya onu iten şartları bize ancak hayal ettirebilir. Zira Yusuf'un üvey babası Selahattin Bey (Eski Kaymakam) Osmanlı Dönemini ve ahlakını, yeni kaymakam İzzet Bey ise Cumhuriyet Dönemini ve ahlakını temsil etmektedir. Hatta yazar ince zekasıyla, yeni kaymakamın fiziksel özelliklerini tarif ederken çok spesifik bir kişiyi hatırımıza getirir. Tabi bu sivri kalemi onu, birçok çağdaşı gibi önce sürgünlere sonra da Meriç kıyısında ki ölümüne götürür. Dünya görüşü olarak karşı mahalleden olmasına rağmen kaleminin namusunu ve şerefini satmayan dönemin nadir yazarlarındandır (bir diğeri için bkz:
Kemal Tahir
Kemal Tahir
). Genç yaşında öldürülmesi bize sınırlı sayıda eser bırakmış olmasına sebep olsa da eldeki tüm eserlerinde harika bir dil ve edebi lezzet vardır. Tanım: Popüler kültüre kurban edilmemesi gereken, yazdıkları ve hayatı dikkatle irdelenmeye muhtaç, kalemi ve karakteri sağlam usta yazar.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021171,6bin okunma
Aynı şekilde, herhangi bir kurban da Hint metinlerinin bize açıkça belirttikleri gibi Yaratılış eyleminin yinelemesinden başka bir şey değildir (örneğin Çat. Brah., XIV, 1, 2, 26, vd. İspanyol ve Portekiz "Konkistador"ları keşfettikleri ve fethettikleri adaları ve kıtaları Mesih-İsa adına sahipleniyorlardı. Haçın yerleştirilmesi bir "meşruiyet" ve bir "kutsamaya", vaftizi (yaratıcı eylem) tekrarlayan "yeniden doğuşa" karşılık geliyordu. Aynı şekilde, İngiliz gemiciler fethettikleri bölgeleri İngiltere kralı -yeni Kosmokrator*- adına ele geçiriyorlardı. * Eski Yunancada "Evrenin Efendisi"
Dm 'ciler ve özellikleri
Amaçları kitap okumak olmayan boş sohbeti seven ilgi budalası ve sadece eğlence peşinde koşan bir topluluktur. Önce bir kurban seçerler. Seçecekleri kurbanı belirlerken Pp bakarak ya da paylaşımlarına bakarak yaparlar. Paylaşımlarda erotik içerikli bir paylaşıma denk gelirlerse bu kaçınılmazdır. Terk dertleri nefis ve eğlence. Bu platformda önlerine gelen paylaşımları içeriğine dahi bakmadan beğenip geçerler. Dikkat çekmeyi severler. Boş insanlar. Türlü türlü entrikalar çevirirler bir o kadar da kurnazlar. Masummuş gibi davranır ona göre rol oynarlar . Kısacası karakter yoksunu 1k soğutucuları.
Dinî inançlarda «ulûhiyet» konusundaki araştırmaları ile tanınan W. Schmidt, Türklerin daha Asya Hunları çağında tek tanrılık'a doğru gelişmiş yüksek bir dine sahip oldukları kanaatine varmıştır. Ona göre, Gök-Tanrı yalnız kendisine itaat edilmesi gereken, koruyucu bir kudret olduğu halde, diğer kutsal varlıklar (güneş, ay, yıldızlar, atalar
Sayfa 62 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Senin gülen yüzüne kurban bu serseri kalbim Ama karar ver, tutamıyorum zamanı.
Etik ve Ayn Rand
Etik mistik bir fantezi değildir; sosyal bir anlaşma da değildir; vazgeçilebilir, subjektif bir lüks de değildir... Etik, doğaüstü güçlerin, komşularınızın, kaprislerinizin lütfu olarak değil, realitenin ve hayatın doğasının bir lütfu olarak, bireyin hayatta kalmasının nesnel bir gereksinimidir." "Objektivist etik akılcı bencilliği, yani insanı kurban etme ilkelliğinin ötesine asla geçememiş, akılcı olmayan kaba kuvvet kullanıcılarının arzuları, hisleri veya kaprisleri ile üretilen değerleri değil, insan bekasının gerektirdiği değerleri gururla destekler ve savunur."
Sayfa 7 - Pegasus
Korkuyordum. Çünkü insanın insanı öldürdüğü o ilk ânı gördüm, katilin zafer haykırışını, kurbanın korku çığlığını işittim. Ben de katil gibi haykırdım, kurban gibi korkuyla çığlık attım. Ve insanınbu halini sevdim.
Eski Türkler insan kurban ediyor muydu?
Eski Türklerde de insan kurbanı olduğunu zannettirecek bazı işaretlere rastlanmaktadır. Meselâ, Asya Hun topluluğunda «ölüyü takip etme» (yakınlarının ölü ile birlikte gömülmesi), Gök-Türklerin «Deniz tanrıçası ile münasebette bulunan dedeleriden birinin avda bir geyik öldürmesi üzerine onun kabilesi mensuplarının, geyik öldürmelerinden dolayı, o
Sayfa 51 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Birtakım vicdansızların hayvanlara, kendi karılarına, çocuklarına çektirdikleri işkenceleri okuduğumda dehşetten ürperirdim hep; şimdi bütün yasak şehvet eylemlerinde haz duyan bedenin de aynı gaddarlığa sahip olduğunu, içimizde sayısız iyi niyetin ve sayısız saf meleğin kurban edilip ağladığını muğlak biçimde de olsa hissediyordum...
Sayfa 161 - Marcel ProustKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.