Müslümanların üzerinden bütünü ile ıslahatçıların bulunmadığı bir asır geçmemiştir. Fakat şunu diyoruz. Islah hareketleri hastalıkların sürekli artıp durduğu bir zamanda istenilenden daha azdı.
Aynı şekilde sufi düşünce de Allah'ın indirdiği şekli ile İslam'a yabancı idi. İbadeti ruhî vecde ve zikre sıkıştıran, müridin duygularında şeyhi kendisi ile Allah arasında bir vasıta haline gelinceye kadar tazim eden düşünceyi kastediyoruz. Halbuki İslam, kul ile Rabb'i arasındaki her türlü aracılığı reddeden bir dindir.
Reklam
Bir ve tek Allah'a iman etmek insan hayatında en önemli ve en değerli şeydir. Fakat bu iman vicdanın içine saklanıp aydınlığı ile hayatın çeşitli alanlarını aydınlatmayacak olursa, kesinlikle bu din Allah'ın indirmiş olduğu din değildir. Allah'ın dini ancak "kalbe iyice yerleşen ve amel ile doğrulanandır."
Yüksek sesle ilan ettikleri bütün çirkinlikler daha önce geçmiş ümmetlerin de başına gelmişti; fakat bunların bir meşrutiyeti yoktu. Lût kavmi gibi sapıklık halleri bile -beşeriyetin toplamına oranla- bireysel sapıklık, istisnai bir hal ve yerde ve gökte lanetlenmiş bir durum olarak değerlendirildi -ki öyle.- Bugün ise bu alçalışa -açıkca işlenen- bir meşruluk kazandırılmaya çalışmakta ve bunun insanlar arasında yaygınlığı olan asıl durum haline gelmesi istenmektedir.
Pre-Modern zamanlarda iktidar, halk tabakasının kendi saltanatını, servetini ve debdebesini huşuyla izlemesine izin vererek toplum üzerinde etkisini bırakırdı. Bugün, yeni modern iktidar, gölgede kalıp tebaası tarafından izlenmek yerine onları izlemeyi tercih etmiştir.
Sayfa 66 - Ayrıntı Yayınları, çev. Akın Emre PilgirKitabı okudu
Çağdaş büyük şehirlerde birliktelik değil, kaçınma ve ayrılma temel sağ kalma stratejilerine dönüşmüştür. İnsanın komşusunu sevmesi veya nefret etmesi mesele olmaktan çıkmıştır. Komşuları belli bir mesafede tutmak, ikilemi çözecek ve bu tercihi gereksiz kılacaktır.
Sayfa 62 - Ayrıntı Yayınları, çev. Akın Emre PilgirKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.