Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
134 syf.
8/10 puan verdi
Anı ve tanıklık kitabı
Vedat Türkali
Vedat Türkali
Komünist
Komünist
Bener
Bener
Bener
Vedat Türkali kalemi akıcı bir edebiyatçımızdır. Bu küçük kitabını da bir oturuşta bitirdim. 51 Tevkifatı'na kadar, bağlı olduğu hareketin/partinin tarihiyle iç içe kendi yaşamını anlatıyor. Satır aralarında eleştirel görüşlerini sergilediği gibi, kitabın son sayfalarında anı ve tanıklıklarını bitirip bağlı olduğu dünya görüşünün güncel durumunu ve yenilenme gereksinimi küreselleşme sorunu bağlamında ele alıyor.
Komünist
KomünistVedat Türkali · Gendaş Yayınları · 2001707 okunma
134 syf.
5/10 puan verdi
Tereddütlü Bir Deneme Üzerine Yarı Tereddütlü Bir İnceleme
Amin Maalouf Ölümcül Kimlikler adlı denemesinde kimlik olgusunun evrensel ve toplumsal değerlerle ilişkisi ve etkilerini anlatmıştır. Neden tereddütlü inceleme dediğime bakarsak sebep kitabın 1998 de yazılması ve yazarın fikirlerinde yoğun bir ikilem ve çelişki görmem. Öyleki her sayfasında fikri başka yöne evrilmiştir. Haliyle zorluyor. Ancak
Ölümcül Kimlikler
Ölümcül KimliklerAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20197,8bin okunma
Reklam
Küreselleşme ile beraber ücretlerden sosyal haklara doğru gidişat tersine çevrildi. Maaşlı kesim, çalıştıkları şirketlerin sağladığı bir dizi hak ve imtiyazı -ikramiyeler, ücretli sağlık izni, sağlık sigortası, ücretli tatiller, kreşler, sübvanse edilen ulaşım ve barınma- koruyup üstelik bunların üzerine koyarken, giderek daralan 'çekirdek kadro', bunları azar azar kaybetmeye başladı. Prekarya ise bunlara zaten sahip falan değildi. Ücret esnekliği prekaryayı işte böyle şekillendirdi. Özellikle sanayileşmiş ülkelerde, işverenlerin çalışanlara ödediği katkı payları ve sağladığı birtakım hak ve hizmetler, emek maliyetlerinin önemli bir kısmını oluşturmaktaydı. Çindistan'dan gelen bu rekabet karşısında şirketler, üretimi fabrika ve ülke dışına taşımak yahut iş gücünün daha fazla bir kısmını prekaryaya, yani birtakım haklardan mahrum geçici işçilere dönüştürmek suretiyle bu maliyetleri üzerinden atmaya başladı. İşte bu emeğin yeniden metalaşması oluyor zira yapılan işin karşılığı daha çok, parasal ücret üzerinden veriliyor ve bu durum, istihdamın rastlantısal doğası ve rekabetin arzulanması ile de birbirini tamamlıyor.
İletişim Yayınları
Yoksulluğa “çare” bulunamaz; çünkü o kapitalizm hastalığının bir semptomu değil, tam tersine, kapitalizmin sağlıklı ve gürbüz olduğunun, giderek daha büyük birikimi ve çabayı teşvik ettiğinin kanıtıdır…
Birçoğu zengin tabiî kaynaklara sahip olan gelişmemiş ülkelerin, en başta kendilerine mahsus ekonomik, fiziki ve malî şartları dikkate alacak yerli bir üretim ve büyüme modeli ile ideolojik hurafelerden arındırılmış akılcı bir dış ticaret politikasının senteziyle kalkınabilecekleri gerçeği, çeyrek asırdan bu yana devam eden yoğun bir "neo-liberalist" ideolojik bombardıman sayesinde fikren ve siyaseten gözden düşürülmüştür. Kriz ekonomisinden bir türlü çıkamayan Türkiye gibi ülkelerdeki küreselleşme taraftarlarının nedense rağbet etmedikleri bu basit gerçeği, artık liberal dünyanın önde gelen iktisatçıları bile âdeta bağıra çağıra söylemeye başladılar.
21. Yüzyıla girdiğimiz şu günlerde, seksen yıl aradan sonra Türkiye'de, Sevr'e temel oluşturan anlayışın hemen aynısıyla, uluslararası anlaşmalar ve bu anlaşmalara bağlı olan uygulamalar yapılmaktadır. Küreselleşme ideolojisinin bir gereği olarak yapıldığı açıklanan anlaşmalar, 1920 Sevr'iyle insana acı veren bir benzerlik içindedir. Kemalizm'in görkemli başarıları somut bir gerçeklik olarak ortada dururken, ülkeyi bir yarı sömürgeye dönüştüren anlaşmalara imza atanlar; Türk ulusuna karşı, tarih önünde, Damat Ferit ya da Vahdettin'in yüklendiğinden daha ağır bir sorumluluk altına girmektedirler. Çünkü Kemalizm'in kanıtlanmış başarıları önlerinde dururken bunu yapmaktadırlar, 1920 Sevr'i, devlet bütçesi ile ilgili olarak şunları söylüyordu: "Türkiye'nin devlet bütçesi İngiltere, Fransa ve İtalya'dan oluşan bir komisyon tarafından düzenlenecek, komisyona katılan Türk delegelerinin yalnızca danışma niteliği taşıyan kararlarda oy hakkı olacaktır, Türk Devleti komisyonun onaylamayacağı herhangi bir mali düzenlemede bulunamayacak, Gümrükler Genel Müdürü'nü komisyon atayacak ve görevinden alabilecektir. Komisyon, Türk Devleti'nin para politikalarını belirleyecek ve bu belirlemede Osmanlı Bankası ve Düyunu Umumiye İdaresi ile birlikte çalışacaktır
Reklam
Belli soruları sormamak, gündemi işgal eden sorulara yanıt bulamamaktan daha tehlikeli sonuçlara gebedir; yanlış sorular sormak ise çoğu kez gözlerin gerçekten önemli meselelerden başka yönlere çevrilmesine hizmet eder.
Çağımızdaki haliyle modern uygarlığımızın sorunu, kendini sorgulamayı bir yana bırakmış olmasıdır.
İlk küreselleşme...
" İlk küreselleşme dalgası, dinlerin kıtaları aşarak yayılması, bugün, 1000 yılı aşkın bir süre sonra" dünya dinleri " dediğimiz şeyin ortaya çıkmasıydı."
Sayfa 53 - Versus kitap, çeviri: Ebru Kılıç Er, 1.Baski: Mart 2012,Kitabı okuyor
1850'lerde kapitalizmin esas düşmanı olan Sosyalizm'in Kuramı (Marksizm) ortaya çıktı ve 1920'lerde Sosyalizm ilk kez Çarlık Rusya'sında uygulamaya konulduğunda, kapitalistler hemen eski düşmanları olan feodal toplum ve yapılara el uzatıp, onlarla koalisyon yaptılar.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.