Spoiler!
Kitaba başladığımda kötü biteceğini biliyordum; türk edebiyatında çok rastlıyoruz yarım kalmış aşklara, zaten yazar da bunu gösteriyor ilk sayfalarda.
Raif'in hislerini bir yandan çok garipsedim ama bir yandan çok tanıdık geldi.
Tavırlarına çoğu zaman delirdim, tesadüf eseri o tabloyu görmese ruhunun varlığından habersiz ölüp gidecekti, neden hiç çabalamadı, hayatı önemsemediğini biliyorum ama insan hiç mi hissetmez ruhunu, bir an olsun bağlanmaz mı hayata?
Madonna'dan haber alamadığında terk edildiğini düşünüp ona öfkelenmesi şaşırttı beni. Raif ruhunun varlığını ona hissettiren tek şeyi kaybettiğinde peşinden gitmek yerine terkedildiğini düşünüp darılacak bir adam değildi bence, bilemiyorum. Madonna'nın öldüğünü öğrendiğinde neden tekrar hayata tutunmadığını sorguladım ama kendisi de hayata hiçbir zaman isteyerek tutunmadığını söylüyor zaten. Yine de hiçbir zaman anlamayacağım onu.
Kitap bittiğinde çok kötü bir kitap olduğunu düşündüm ama oldukça etkilendim. Bu incelemeyi kitabı bitireli bir hafta geçmişken yazıyorum, etkisinden çıkıp düşününce kitabın farkına vardım. Ne kadar etkileyici olsa da bir şaheser değil bence.