ZENDPRESS – Hazret-i Ali döneminden başlayarak Kürtler, İslâm devletlerine çok az destek oldular?.. Buna karşılık o dönemden sonra Emevi ve Abbasi dönemlerinde, devlete karşı hemen her türlü isyan ve zıddı olaylarına, hemen hemen istisnasız katıldılar?.. Nasıl açıklarsınız?..
SALİH MİRZABEYOĞLU – Sorunuzu değil de, sorunuzun muradını anlayabilmiş değilim… Ama tarihî gerçekleri aksettirdiğini farzederek cevablandırayım… Tek tek insanlardan meydana gelen kavim, her devirde, içine çiş de, süt de doldurulabilecek, her ikisini de kabule müsait bir kaptır; idrak ve iradesi hangisini kabul ederse… Ve her biri kendi nefsinden ve zaman diliminden mesul… Eğer Hazret-i Ali devrindeki durumlarını bir İslâm karşıtlığına nişâne diye görüyorsanız, bu o devirdekilerin istidatsızlığını gösterir… Dikkat ediliyorsa, söyleneni doğru değerlendirilmiş farzederek cevabladım… Oysa, meselâ Hazret-i Ali mutlaka haklı ve Hazret-i Muaviye ise haksız değildi… Bunun yanında, genellemelerden kaçınmak lâzım: Meselâ, Hazret-i Hasan veya Hazret-i Hüseyin’in Kerbelâ’da kendilerine imdat için yola çıkan -fakat yetişemeyen- Kürtler hakkında, Allah’ın soylarını yüceltmesi için duası vardır… İşin ötesini tarihçilere havale ediyorum!..