''Sildim, sildim yazdım. Hayatımın verdiği bir ikazdı bu. Neredeyim ve nasılım, bunların hiçbir önemi olmaksızın şakaklarıma dayanıyordu korkunç bir sızı... ah... hadi gidelim dercesine, kaygı ve problem gütmeksizin. Ama nasıl olurlar henüz başımdan çekilmeden, dertten dolayı eklemlerim kopmadan ve zihnim kendisini taşıyamadan... evet, çağıranlar mevcuttu. Kayıplarımı ve geleceğimi düşünüyordum yine de... Ansızın şimşek misali düşen uyarılarla ayıldım, ''henüz hiçbir şey bilmiyorsun!'' yoksa, rüya içerisinde zihnime damlayan kâbusları mı yaşıyordum, görüyorum; ellerime dokunuyorum, acı çekiyorum, feryat ediyorum, deliriyorum fakat... kurtuluş için de bir gayretim mevcut, dehşete kapılmış bilinmezlik doluydum, kaybediyorum kendimi. Sildim, sildim yazdım. Hayatımın verdiği bir ikazdı bu.''
D.p -sanrı