Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh'un Gemisi vardır. İnananlar ona sığınırlar ve onu felâketle- rin yatıştığı veya erişemediği, trajik çizgilerin dur- gunlaştığı bir yere ulaştırabilirse, kurtuluş yeni- den başlayacak demektir. Her çağda her uygarlık ve her inanç grubu için böyle bir "diriliş" umudu vardır. Ölüm tehlikesindeki uygarlığın temel un- surlarından öz parçacıkları, protoplazma özleri ta- şıyıp da bir yerde onları mayalanmaya bırakmalı, o özlerle çağı ve gelecek zamanı mayalandırmalı. Bu mayalanışı aşkla ve feragatla gözlemeli. İşte o bekleyişten, o hamur yoğruluşundan, battığı sanı- lan uygarlığın dirilişi doğacaktır.
Sayfa 38
Reklam
“Tanrı’nın adil olduğunu biliyor, ama şu an bu adaleti göremiyor; bu hayatın kısa olduğunu biliyor, ama ölüm dayanılmaz derecede uzakta. Gelecekte başka bir hayat olduğunu biliyor, ama bu hayatın ıstırabı zihnini öyle işgal etmiş ki ilerideki o müthiş huzuru kavrayamıyor. Fırtınada başını öne eğip doğru bildiği şeye körü körüne, umutsuzca tutuyor. Gemisi kazaya uğramış kör, sağır ve şaşkın bir halde bir sala tutulmuş denizci gibi dalgaların üzerinden geçip gittiğini hissediyor, ama bir kurtuluş yolu göremiyor. Saldan başka umudu olmadığını biliyor, hayat ve bilinç henüz yok olmamışken, bütün enerjisini ona tutunmaya harcıyor.”
Sayfa 391 - Can YayınlarıKitabı okudu
Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh'un Gemisi vardır. İnananlar ona sığınırlar ve onu felâketlerin yatıştığı veya erişemediği, trajik çizgilerin durgunlaştığı bir yere ulaştırabilirse, kurtuluş yeniden başlayacak demektir. Her çağda her uygarlık ve her inanç grubu için böyle bir diriliş umudu vardır.
Yitik Cennet
Yitik Cennet
Bir şehir olmaya doğru gidiyor Gemi. Mekke, Medine, Kudüs, Şam, Bağdat, İstanbul olmaya doğru gidiyor Gemi. Minyatür bir hakikat sitesi olarak, Nuh Peygamber'in çizdiği rotada yolunu alıyor Kurtuluş Gemisi.
120 syf.
8/10 puan verdi
Ego
Toplumların yarattığı BİZ algısını, aklıyla kurşunlayıp erdemli BEN diyarına doğru yolculuk serüveninin işlendiği kitapta; yazar, çevrenin bize biçtiği rollerin bizi özgürlüğümüzden, neşemizden, kendiliğimizden, mutluluğumuzdan nasıl uzaklaştırdığını yansıtmıştır. İnsanın kendi ereklerini gerçekleştirmenin önünde bir sur gibi duran engelleri örneklem yoluyla gösterdikten sonra, yalnız başına düşünsel bir yola çıkmış ve ulaştığı yerde yalnız seçilmişlerle yaşamak istediği bir idealar kenti resmetmiştir. Bir nevi sefil dünyalılardan, benlik oluşumu/gelişimi yönündeki bütün engellerden bunalan ve kendi gerçekliğini arayan bir ruhun, kurtuluş adına, "özgürlük temsili bir Nuh gemisi"ni resmetme örüntüsünün yansıtıldığı bir yazın olmuş.
Ego
EgoAyn Rand · Pegasus Yayınları · 20211,385 okunma
Reklam
Osmanlı donanmasına güç kazandıran Breslau Gemisi'ne Yunanistan'dan geri alınmak istenen Midilli Adası'nın ismi, Goeben'e ise Jön Türklerin "ruhani koruyucusu" kabul edilen "Sultan Yavuz" (I. Selim)'un isimleri verildi.
Ramazan okumalarından kısa ama çok ilginç bir iktibas yapmak istiyorum. . Şu an gökyüzüne baktığım anda gördüğüm karanlık ile, tufan sırasında gündüzü kaplayan karanlık arasındaki teşbih açısını hayal ediyorum. Minyatürleri incelediğimde hem gökyüzünün hem de yerden yükselen suların siyah renkte tasvir esildiğini gördüm. Demek ki tufan sırasında karanlık onları hem alttan hem üstten kuşatmıştı. Hiç gündüz olmayacakmış gibi. Yapageldikleri zulmün bedeli olsa gerek. Merhum Hamdi Yazır'ın değerlendirmesine bırakıyorum sözü. Bakalım siz ne diyeceksiniz? Yasin Suresi 41.ayet: Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide taşımamızdır. Bizim, dolu gemide nesillerini taşımamız da kendileri için bir delildir. "Dolu gemi" denilince önce Hz. Nuh'un gemisi hatıra gelir. Fakat burada "nesilleri" kaydı, bunu kastetmeye engeldir. Bu karîne (ipucu) ile burada "dolu gemi", hamile kadınların rahimlerinden mecazdır, beliğ bir istiâredir. Evet babanın sülbünden (belinden) bir tufan ile atılan nesiller, anaların rahimlerinde Hz. Nuh'un gemisi gibi bir kurtuluş gemisi bulur.
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Hakk ile kulları arasında dört deniz vardır. Kul bunları geçmedikçe Hakk’a vasıl olamaz. Onların: Birincisi, dünyadır, gemisi zühddür. İkincisi insanlardır, bunun gemisi halktan uzlet ve inzivadır. Üçüncüsü iblistir, bundan kurtuluş ondan nefrettir. Dördüncüsü nefistir, bunun gemisi de arzularına muhalefet etmektir. Cüneydi Bağdadi Hazretleri
Reklam
Gemisi kayalara çarpınca kaptan yerini bıraktı; tayfalar da gemiyi kurtarmaya çalışacaklarına başkaldırıp birbirlerine girdiler; talihsiz tekne için hiçbir kurtuluş umudu kalmadı.
Sayfa 224Kitabı okudu
Gemisi kayalara çarpınca kaptan yerini bıraktı; tayfalar da gemiyi kurtarmaya çalışacaklarına, başkaldırıp birbirlerine girdiler; talihsiz tekne için hiçbir kurtuluş umudu kalmadı.
Sayfa 224Kitabı okudu
Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh’un Gemisi vardır. İnananlar ona sığınırlar ve onu felaketlerin yatıştığı veya erişemediği, trajik çizgilerin durgunlaştığı bir yere ulaştırabilirse, kurtuluş yeniden başlayacak demektir. Her çağda her uygarlık ve her inanç grubu için böyle bir “diriliş” umudu vardır.
"Her çağda şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh'un Gemisi vardır. İnananlar ona sığınırlar ve onu felaketlerin yatıştığı veya erişemediği, trajik çizgilerin durgunlaştığı bir yere ulaştırabilirse kurtuluş yeniden başlayacak demektir." Sezai Karakoç
588 syf.
10/10 puan verdi
Nutuk
Nutuk; "1919 senesi Mayıs'ının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım" diye başlar Atatürk'ün gençliğe hitabesiyle biter derler. Ama anlamlandırarak okunduğunda bundan çok daha ötesidir. Bir benzetme yapmak isterdim fakat yanlış anlaşılır. Bizde süs olsun diye ya da okumuş olmak için kütüphanelerde yerini alır. Neyse... Daha
Nutuk
NutukMustafa Kemal Atatürk · Erasmus Yayınları · 201827,4bin okunma
406 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.