Ebabil bir kussa saka ondan daha kustur saka kuştur, kuş olarak kalacaktır.
“Bir durgun sudayız, konuşsak da kuş uçmuyor içimizdeki ormanda..."
Reklam
kırık kanadını sardığım kuş, iyileşince evini taşlarmış.
"Üç hafta kadar önce, her zamanki berbat kahvaltımı etmeye hazırlanırken harika bir kadınla tanıştım. O sabahki her toplantımı iptal ettim ve telefonuma bakmadım; az kalsın ekibim benim için bir arama kurtarma ekibi yollayacaktı. Çünkü tek düşünebildiğim, o kadınla kuş pisliğiyle kaplı bir bankta oturup sohbet etmenin ne kadar eğlenceli olduğuydu. Ne konuştuğumuzun bile önemi yoktu. Onunla olmak yetiyordu."
İki çeşit leyleğe rastlanıyordu. Batı Avrupa leylekleri Kuzey Afrika'ya ulaşmak için İspanya'nın ve Cebelitarık Boğazı'nın üzerinden geçiyorlardı. Mali'ye, Senegale, Orta Afrika Cumhuriyeti'ne ya da Kongo'ya varana dek binlerce yeni kuş katılıyordu onlara. Sayıca on kat daha kala- balık olan Doğu Avrupa leylekleri yola Polonyadan, Rusyadan ya da Almanya'dan çıkıyorlardı. İstanbul Boğazı üzerinden geçiyorlar, Süveyş Kanalından Mısır'a, Ortadoğu'ya ulaşıyorlardı. Ondan sonra Sudan. Kenya ya da çok daha aşağıda, Güney Afrika Cumhuriyeti. Böylesi bir yolculuk yirmi bin kilometreyi bulabiliyordu..
Sayfa 41 - Doğan KitapKitabı okuyor
Yonghe’nin evinin balkonunda parmaklıkların üzerinde kuş gibi uçmaya çalışan duruşu yavaşça ilk görüntüsüyle çakıştı. Çektiği videolarda onca kanatlı şeye yer verdiği halde, kendisinin en fazla ihtiyacı olduğu zaman uçamamıştı.
Reklam
Göç Zamanı
İnsanoğlu kuş misali, Uçar gider göç zamanı. Emelidir hoş visali, Kaçar gider göç zamanı. Güller açarken dalında, Arı çiçekte balında, İnsan taşınır salında
"Yağmur yağsa, uykum kaçsa, Bir kuş konsa badi parmağıma, Ağlardım bir başıma." Feridun Düzağaç- Düşler Sokağı
Hikaye /Aşk
Bak sana bir hikâye anlatayım, belki daha kolay anlarsın. Bir gün bir erkek kırlangıç Süleyman Peygamber'in tapınağının üstünde sevdiği dişi kırlangıca aşkını ilan etmiş. Raslantı bu ya, Süleyman Peygamber de o sırada tapınaktaymış. Kırlangıcın sesini işitmiş, kulak kesilmiş. Erkek kırlangıç dişisine şöyle diyormuş: 'Senin aşkın beni öylesine sardı ki, eğer şu kubbeyi Süleyman'ın üzerine yık desen, hiç tereddütsüz yıkardım.' Bu sözleri duyan Süleyman Aleyhisselam öfkelenmiş, kırlangıcı derhal yanına çağırmış. Ona demiş ki: 'Açıkla bakalım, az önce senden duyduğum o sözler neydi?' Kuş cesurca yanıtlamış soruyu: 'Ey Süleyman! Beni cezalandırmak için acele etme. Çünkü âşıklar öyle bir dille konuşur ki, o dili ancak deliler anlar. Doğru, senin işittiğin sözlerin hepsini ben söyledim. Doğru bu tapınağı Süleyman Peygamber'in başına yıkarım dedim. Ama ben o kuşa âşığım. Ve âşıkların yolu, kanunu, ahlakı yoktur. Onların tek yolu vardır: Aşk. Onların tek yasası vardır: Aşk. Onların tek ahlakı vardır: Aşk. Onlar sadece aşkın diliyle konuşurlar, ilim ve aklın dili, aşkın bu renkli dilinin yanında sönmüş bir ateş gibi cansız kalır.' İşte böyle demiş kırlangıç Süleyman'a. Ve Süleyman Peygamber de bağışlamış onu. Çünkü aşkta kötülük, artık kötülük değil; iyilikse artık iyilik değildir. Bir tek hakikat kalmıştır ortalıkta; mucizeleri gerçek kılacak mutlak aşk."
Reklam
En geveze kuş ümittir; yüreğimizde hiç susmaz. Cenap Şahabettin
2. DAMLA
Birbirine karışmış bütün öfkeler Yaşam yaralı bir kuş ürkekliğinde Yokluk desem vardan ötürü Açlık desem toktan ötürü Her ünlem bir kahkaha ...
Sayfa 36 - YURTKitabı okuyor
Yazılmış öyküleri unutmalı Kırık bir kuş yolculuğu anlatır Geçmiş ölüler tarlasından kendi yarasıyla O günden beri bir fotoğrafın yası tutulur.
Sabah namazına tek başına kalkıp ödlek ödlek abdest alan ben ışıkları söndürünce sanki peşine birileri veriyormuş gibi hızlıca odaya girip bir güzel namazımı kılınca kuş gibi hafifledim şimdi uyuyabilirim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.