"Yalancıların tövbesi dillerinin ucundadır.."
Lügat
Mükâşefe (ﻣﻜﺎﺷﻔﻪ) i. (Ar. keşf “perdeyi kaldırmak, âşikâr kılmak”tan mukāşefe) 1. Meydana çıkarma, açık, görünür, bilinir duruma getirme, âşikâr etme: Bildirdi bir nigehle dile gamze kasdını / Ne keşfe ne mükâşefe-i râza başladı (Nef’î). 2. tasavvuf. Akıl ve duygular yoluyle erişilmesi mümkün olmayan maddî, mânevî ve ilâhî bilgileri kalp gözüyle keşfetme, bilme: Râhib eyitti: Ey aziz, bu mükâşefe sana kandan hâsıl oldu? (Fuzûlî). Kul cemal vasfı ile mükâşefe hâline erdirildi mi sekr hâsıl olur, ruh neşelenir, kalp aşk hislerine garkolur (Kuşeyrî Risâlesi Terc.).
Reklam
Nefis sana doğruyu, kalp sana yalanı söylemez.
Sayfa 178
Fudayl b. İyaz demiştir ki:"Önceki büyükler bir kimsenin dışındaki huşunun içindeki huşudan daha fazla olmasını hoş bulmazlardı.
Sayfa 191
Yusuf Kaplan'ın 100 kitaplık okuma listesi tamamlandı
Türkiye'nin önemli düşünürlerinden olan Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, 100 kitaptan oluşan okuma listesi tavsiyesine dair yazılarının beşincisini yayınladı. ‘Önümüzü açacak öncü kuşak için 100 kitaplık okuma listesi’ başlığı ile ile kaleme aldığı yazılarda ödünç bir akıl ile ödünç bir dünya inşa edilemeyeceğinin altını çizen Kaplan, kendi
Cüneyd'e sabır nedir? diye sorulunca, "Yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmedir." demiştir.
Sayfa 266 - Dergâh Yayınları
Reklam
865 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.