Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Adına yaşam kavgası denen kavgayı karnımızı doyurmak ve sevebilmek uğruna olduğu kadar, içimizdeki kitleyi öldürmek uğruna da veririz. Kimi koşullar altında bu kitle, bireyi bencillikten tümüyle uzak, dahası kendi yararına aykırı davranışlara dek götürebilir. "İnsanlık", bir kavram olarak bulunmadan ve sulandırılmadan çok önce, kitle olarak vardı. Bu kitle vahşi, coşkun, kocaman ve sımsıcak bir hayvan gibi hepimizin içinde derinlerde bir anafor gibi kaynar. Kitle, yaşına karşın, dünyanın en genç hayvanı, en öz yaratığı, ereği ve geleceğidir. Onun üzerine hiçbir bilgimiz yok; hala bir birey olduğumuz varsayımıyla yaşamaktayız. Kimi zaman kitle, gök gürültüsünden örülü bir fırtına içinde her damlanın yaşadığı ve aynı şeyi istediği coşkun bir okyanus gibi saldırı üzerimize. Bu saldırının hemen ardından parçalanıp gitme alışkanlığını henüz koruduğu için, fırtına geçince yine biz olarak, zavallı ve bırakılmış şeytancıklar olarak kalırız. Bir zamanlar bu denli çok, bu denli büyük, bu denli bütün olduğumuzu anılarımıza sığdıramayız bir türlü. ... Bir gün gelecek, kitle artık parçalanamaz olacak; belki de önce bir ülkede başlayacak, sonra orayı çıkış noktası yapıp çevresinde ne varsa yutarak ilerleyecek; ta ki artık Ben, Sen, O kavramı değil, ama yalnızca kitle var olacağından, kitlenin varlığına ilişkin tüm kuşkular ortadan kalkana dek.
Sayfa 460Kitabı okudu
'İlkel yaşama ve üreme savaşının yanı sıra insanoğlunun en çok istediği şey, geriye kendisinden bir iz bırakmaktır. Kendisinin gerçekten var olmuş olduğunun bir kanıtını bırakmak istiyordur belki. Bu kanıtı bir tahta üzerine, bir taş üzerine ya da başka insanların yaşantıları üzerine bırakır. Bu derin istek herkeste vardır. Tuvalet duvarlarına ayıp kelimeler yazan çocuktan, kendi imajını insan soyunun zihnine kazıyan Buda'ya kadar. Yaşam öyle gerçek dışı bir şey ki! Bence biz, var olduğumuz konusunda ciddi kuşkular duyuyoruz ve bunu kanıtlamaya kalkıyoruz'
Reklam
Evet engeller, kuşkular, düş kırıklıkları var; ama bu önceden de bildiğimiz gibi sana hiç bir şeyin bağışlanmayacağı, en ufak şeyi bile savaşarak elde edeceğin anlamına geliyor yalnızca; bu, moralsiz olman değil, gururlanman için bir neden daha aslında.
Sayfa 205Kitabı okudu
Seven bir kadın, değişik zevkler sağlamaktan çok, kendine kuşkular yaratmada üstündür.
Soğukkanlılık, zihinsel zayıflığın, savaşın ateşinde duygulara kapılıp perspektifimizi yitirmenin bir cins karşı dengesidir. en büyük zayıflığımız cesaretimizi yitirmek, kendimizden kuşku duymak, gereksiz temkinliliğe kapılmaktır. Daha dikkatli olmaya gereksinimiz yoktur, dikkatli olmak çatışmaya ve hata yapmaya duyduğumuz korkunun bir maskesidir. Temelinde özgüvenimizi artırıp kararlılığımızı iki katına çıkarmaya gereksinimiz vardır. Bu durum bir karşı denge görevi üstlenecektir. Karmaşa ve sıkıntı dakikalarında daha kararlı olmak için kendinizi zorlamalısınız. Temkinliliği ve ataleti aşabilmek için saldırgan enerjinizi ortaya çıkarmalısınız. Yapacağınız herhangi bir hatayı daha enerjik bir hareketle düzeltebilirsiniz. DİKKATLİ OLMA ALIŞKANLIĞINIZI HAZIRLIK SAATLERİ İÇİN SAKLAYIN, Ama bir kez çatışma başlayınca beyninizdeki kuşkulardan sıyrılın. Her engelde ürkenlere geri çekilme çağrısı yapanlara aldırış etmeyin. Saldırganlık duygusundan keyif alın. İvme sizi taşıyıp götürecektir. Bazı engeller ortaya çıkabilir, ama siz bunları daha önceden tahmin edip alternatiflerinizi düşündüğünüzden, karşılık vermeye hazır olursunuz. Meslektaşlarınız sizi kuşkular, kaygılı sorular, aptal fikirler yağmuruna tutunca dinliyor gibi gözükürsünüz, ama aslında göz ardı edersiniz, çünkü bunları zaten önceden düşünmüş olursunuz. Ayrıca rahat duruşunuz diğerlerine de bulaşacağı için diğerlerini de idare etmeniz kolaylaşır.
Şunu iyi biliniz ki seven bir kadın, zevki çeşitlendirmekten çok kendi başına kuşkular yaratmada ustadır.
Sayfa 63 - Yason YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Şurasını iyi bilin ki, seven bir kadın hazzı çeşitlendirmekten çok, kuşkular yaratmakta ustadır.
Can YayınlarıKitabı okudu
Bu lanet olası kuşkular tek tek tüketiyor hepimizi.
Eğer gerçekten özgür olsaydın seçimlerinden dolayı cezalandırılmazdın, seçimlerini yaparken içinde kuşkular ve korkular olmazdı. Seçmek özgürlük demektir. Seçmek sadece iyiyi değil, kötüyü de bilmesi demektir insanın."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.