Genelev Çiçekçisi
Selim'in cesedi iki gecedir çiçeklerin arasında yatıyordu.
Sırtüstü düşmüştü, çiçeklerin saplarını kesmek için kullandığı bıçak,
kalbine saplanmıştı. Cumartesi gecesi öldürüldüğünü düşünüyorduk.
Katil onu öldürdükten sonra kapıyı
çekip çıkmış olmalıydı.
Araya tatil girince çiçekçi bir gün kapalı kalmış, cesedi bu
Çocuğunu okula göndermemenin cezası sadece para ödemekken, askerlik hizmetini yerine getirmemenin karşılığı hapisti. Ne demek İstendiğini anlayabiliyorduk. Kulaklarımız duyuyordu. Kanun satırlarına gizlenmiş o muhteşem mesajı almıştık. Buna, kanun yoluyla teşvik deniyordu. Eğitimini tamamlamamak büyütülecek bir şey değildi. Ama askere gelmemek korkunçtu! Cehalet öldürmezdi ama asker kaçaklığı sürün dururdu. Bunu kanunlar söylüyordu. Okulu siktir et ama askerliğini mutlaka yap, diyorlardı. Benim açımdan cahil kalmanda sorun yok, yeter ki asker ol. Çünkü kusura bakma ama, cehaletin umurumda bile değil! Peki, demiştik biz de. Sen nasıl istersen!… Devletin gösterdiği yoldan gitmek büyük keyifti! Belki dışımız değil, ama içimiz çok rahattı.