Zehra

Zehra
@kutbulaktap
03.12.18 ∞ الحمد لله
Vasıfsız
Dar-ı Dünya
12 August 2001
24 reader point
Joined on December 2021
Hadis hafızı Şemsüddin Dımaşkî rahmetullahi aleyh mevlid-i şerifi kutlamanın önemine dikkat çeken şu kıymetli beyitleri yazmıştır: "iste bu, hakkında Tebbet yedâ' zemmi vârid olan Cehennemde ebedi bir kâfir olduğu halde Rivayet olundu ki, Ahmed'in mevlidine sevindiği için Pazartesi günu daima azabı hafifletilmekte Peki ya ömrü boyunca Ahmed'in mevlidi ile sevinen, O imanla ölen bir kul hakkında ne düşünülmekte.. (Süyutî, Hüsnü'-maksıd fi ameli'l-mevlid, s.66)
Reklam
Sahabe-i kiramdan Urve b. Mesud (r.a) Ebû Leheb'in kabirdeki durumuyla ilgili șu hadiseyi anlatmıştır: "Ebû Leheb'in Süveybe adında bir cariyesi vardı. Sűveybe, Ebû Leheb'e yeğeni Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) mevlidinin (doğumunun) müjdesini getirdi. Ebû Leheb de sevincinden Süveybe'yi azad etti. Yakınlarından biri aradan bir müddet geçtikten sonra Ebû Leheb'i rüyasında gördü ve ona: 'Ölünce ne ile karşılaştın?' diye sordu. O da: 'Sizden sonra hiç hayra rastlamadım. Ancak o doğduğu gün, onun şerefine Süveybe'yi azad etmem sebebiyle (her pazartesi gecesi bana baş parmaklarımın boğumlarından) su içiriliyor' dedi." (Buhârî, Nikâh, 21) Hadis uleması rüyayı gören zatın Hz. Abbas (r.a) olduğunu bildirmişlerdir.
Sayfa 8
Fayda ve zararı Allah Teala' dan başkasından bilen, O'nun kulu değildir. O, fayda ve zaranı kimden biliyorsa onun kuludur. O, bugün gazap ve perdelenme ateşindedir; yarın ise cehennem ateșine girecektir. Allah Teâlâ' nin ateşinden ancak takva sahibi olan, O' nun birliğini kabul eden, ihlâshı ve tövbe etmiş kimseler kurtulabilir.

Reader Follow Recommendations

See All
Ey oğul! Sen utanmıyorsun, Nefsin için ağla. Çünkü sen doğruya ulaşmaktan ve başaridan mahrum bırakıldın, Utanmıyorsun; bir gün itaat ediyor, bir gün âsi oluyorsun. Bir gün ihlâslı davranıyor, bir gün ortak koşuyorsun.
Hak Teâlâ' ya itaat hususunda tembelliği ve gevşekliği adet haline getirme. Çünkü o vakit Allah Teâlâ ceza olarak seni imtihan eder. Nitekim Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] "Kul amelinde ihmalkâr davrandığında, Allah Teâlâ onu kaygıyla imtihan eder" buyurmuştur.
Reklam
Ne kendi nefsin, ne ailen, ne malın ve ne de senin zamanında yaşayan kimseler hususunda Allah Teala'ya itiraz etme. O'nun yaptığı birşeyi değiştirmesini istemekten utanmıyor musun? Sen O'ndan daha hikmet sahibi, daha bilgili ve daha mı merhametlisin? Sen de, diğer bütün insanlar da O'nun kullarısınız. Senin ve onların işlerini düzene sokan O'dur. Eğer dünyada ve ahirette O'nunla beraber olmayı istiyorsan, sakin olup susmalı ve lâl olmalısın. Veliler, O'nun huzurunda edepli davranırlar. Yaptıkları her hareket ve attıkları her adım, ancak O'nun tarafından kalplerine açık bir izin gelmesiyle olur. Yine açık bir izin olmadan mubah olan șeyleri yiyip içmezler; evlenmezler ve hicbir șeyde tasarrufta bulunmazlar. Onlar, kalpleri ve gözleri çekip çeviren Hak Teâlâ ile beraberdirler. Dünyada kalpleriyle, ahirette de bedenleri ile Rabb'lerine kavuşmadıkça onlar için rahat yüzü yoktur. Allahım! Bizi dünyada ve ahirette sana kavuşmakla rızıklandır. Bize yakınlığının ve cemalini seyretmenin lezzetini tattır. Bizi senin dişındaki her şeyden yüz çevirip sadece senden razı olanlardan kıl. Bize dünyada da ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru. Amin
Ebû Nuaym ve ibn Asâkir, Habib b. Ebú Sabitten [radiyallahu anh] şöyle rivayet etmektedir: "Hâris b. Hişâm, İkrime b. Ebû Cehil ve Ayyas b. Ebû Rebia [radiyallahu anhüm] Yermük Savaşı'nda yaralandılar. Öyle ağır yaralanmışlardı ki ayağa kalkamıyorlardı. Hâris b. Hişâm içmek için su istedi. İkrime kendisine baktı. Hârisde (suyu içmeden), 'Suyu ikrime'ye verin' dedi. Hz. Îkrime suyu alınca Hz. Ayyâs kendisine doğru baktı. Hz. ikrime de (suyu içmeden), 'Suyu Ayyâş'a verin dedi. Su Ayyâş'a ulaşana kadar şehid oldu. Su onlardan hiçbirine ulasmadı, hepsi şehid oldu."
- Ey Eyyûb! Bunu Fâtma'ya ulaştır. Çünkü kendisi günlerdir böyle bir sey görmemiştir, buyurdu. Ebû Eyyûb [radıyallahu anh] alıp Hz. Fâtıma'ya [radıyallahu anhâ] götürdü. Yemeği yiyip doyduklarında Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Ekmek, et, kuru hurma, olgunlaşmamış hurma, olgunlaşmış yas hurma! -gözleri yaşardı- Nefsim elinde olan Allah'a andolsun! Bunlar, kiyamet günü hesabı sorulacak nimetlerdir." Bu konuşma ashaba ağır geldi. Resûl-i Ekrem söyle devam etti: ""Böyle yemek gördüğüinüzde, ellerinizle yemeye başladığınızda, 'bismillâh' deyin. Doyduğunuzda da, 'Bizi do yuran, bize nimet veren, bize fazlından veren Allah a hamdolsun deyin. Böyle demeniz, sizi o nimetin hesabından koruyacaktır.'
Kral ona Hıristiyanlığı telkin ediyor, Abdullah ise kabul etmiyordu. Sonra kral emir verdi ve asıldiğı yerden indirildi. Ardından büyük bir kazan istedi içine su döküldü ve iyice kaynatldı. Sonra iki müslüman esir istedi, emir verdi biri kaynar suya atıldı. Melik halen Abdullah'a Hristiyanlığı telkin ediyor, Abdullah ise kabul etmiyordu. Sonra Abdullah'ın kaynar su içine atılması için emir verdi. Abdullah [radyallahu anh] tam atılmak üzereyken ağlamaya başladı. Krala ağladığı söylendi. Kral, korktuğunu sandı. Bundan dolayı kendisini geri getirmelerini emreti. Getirilince kral yine Hıristiyanlığı telkin etti. Abdullah da kabul etmedi. Kral, ona, "O zaman seni ağlatan sebep nedir?" diye sordu. Abdullah b. Huzâfe, "Kendi kendime dedim ki: (Bu kazana atlacağım ve hemen yok olup gideceğim. Îsterdim ki üzerimdeki kıllar sayısınca canım olsun hepsi teker teker Allah için bu kazana atılsın!)"
Bu nasıl olur! Siz daha önceden islâm'a girmiş olduğunuz halde bugün islâm'a yeni giren bir kimse nasıl sizinle eşit durumda olabilir dedi. Halid b. Velid (radiyallahu anh) şöyle dedi: Çünkü biz, bu işi zor karşısında kabul ettik. Resûlullah'a (sallallahu aleyhi vesellem) hayatında ve aramızda iken, kendisine Cibril-i Emin tarafından vahiyler indiriliyor iken biat ettik. O da bize kitabın hükümlerini bildiriyor, âyet ve mucizeleri bize gösteriyordu. Bizim gördüklerimizi gören, bizim işittiklerimizi işiten kimsenin müslüman olup biat etmesi gerekliydi. Ama siz, bizim gördüklerimizi görmediniz. Bizim işitiğimiz hüccet ve hayret verici şeyleri işitmediniz. Bugün sizden bir kimse samimiyet ve halis niyetle Islam'a girerse, elbetteki bizden daha faziletli ve daha üstün olacaktır.
Reklam
Ibn ishak'in rivayetinde Halid b. Velid (radiyallahu anh) söyle demistir: "Sizi islâm'a, Allah tan başka ilâh olmadığına, O'nun tek olduğuna, Hz. Muhammed'in O'nun kulu ve peygamberi olduğuna şahitlik yapmaya namazı kılmaya, zekâtı vermeye, müslümanların hükümlerini icra etmeye davet ediyorum, dedi. İçlerinden Hânî diye biri, Bu dediklerini kabul etmeyecek olursak ne olur, diye sordu. Halid b. Velid [radiyallahu anh] O zaman bir zillet emaresi olarak vergi (harac) vermek zorunda kalırsınız, dedi, ⁃ Bunu da kabul etmezsek ne olur, diye sordu. Halid b. Velid [radiyallahu anh], Eğer vergi vermeyi de kabul etmezseniz, sizi öyle bir kavimle çiğnerim ki "sizin hayat sevdiğiniz kadar onlar da ölümü severler", dedi.
Üstad-ı âzam Şeyh Abdurrahman Tâhî [kuddise sırruhû] şöyle buyurmuştur: "Ben Sibgatullah Arvâsî'nin [kuddise sırruhû] Gavs olduğuna yemin ederim. Zira ben onun abdallarından idim. Şüphesiz abdallar, zamanın gavsı eli altında ve onun hizmetlilerindendir. Gavs [kuddise sırruhû] bizi kendi yerine tayy-i mekân ile uzak beldelere gönderirdi. Ayağımıza bir taş veya ağaç değdiğinde hiçbir acı hissetmezdik. Gavs'in [kuddise sırruhû] huzuruna döndüğümüzde onun ayaklarından kan aktığını görürdük.
Her ne şeye gözün erişirse,  o şey sana şöyle der:  “Sakın bize aldanma,  bizim müstakil vücudumuz var olduğunu zannetme.   Bizim hakikatimiz olan Hakk’a bak.   Biz fitneyiz,  seni aldatırız”
Durma Kadere, kazâya razı gell Sus artik; ne söylüyorsun Bildiğin bir şey yok ne aryorsun? Bu işin peşine gölge gibi düşme mumun gölgesi olur mu hiç? Kendi gölgeni düşürmeye çalışma boşuna güneș senin için kalıcı bir gölge düșürür. Zira Eğer kendi işini kendin çözmeye kalkarsan, kendi kendinin belası olursun!
Azizim! Eline bir kabak alıp da ona göz ve yüz yapsan, içini buzla doldurup bekletsen ondan damla damla yaş aktığinı görürsün. Fakat bu yaşlar yağmur kadar çok olsa bile kimsenin yanında bir değeri olmaz! işte bizler de ilâhî kudretin karşısında böyleyiz gülmemiz ve ağlamamız içi buz dolu kabak misalincedir!
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.