Yani, Tanrı'nın olmadığı bir dünyada, anneler yeni Tanrı değil midir? Kutsal ve tecavüz edilemez son mertebe. Annelik dünyada kalan mükemmel ve büyülü mucizelerin sonuncusu değil midir? Ama erkekler için imkânsız olan bir mucizedir bu.
Bir Katolik olarak büyütülmüş Amerikalı bir iş arkadaşım bana şöyle yazdı:
Oyuncak bebeklerimizi vaftiz ediyorduk. Herhangi birimizin küçük Protestan arkadaşlarımızı vaftiz ediyor veya etmiyor olduğumuzu bilmiyorum ama hiç şüphe yok ki bu o zaman oldu ve günümüzde de olmaya devam ediyor. Oyuncak bebeklerimizi yanımızda kiliseye götürerek ve onlara kilisede verilen kutsal ekmek ve şaraptan vererek ve benzeri şeyleri yaparak onları ufak Katolikler yaptık. Ufak yaştan itibaren iyi birer Katolik anneler olmak için beynimiz yıkandı.
En özel yanlarını herkese sergilememek onun kendini koruma yollarından biriymiş. Sıklıkla giyinirken benliğinin ve bedeninin birlikte ne kadar kutsal olduğuna inanarak, kendisine saygı duyacak seçimler yaparmış...
Sonra bir gün anneler de ölür
Böcekler ve kertenkeleler ölür
Boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca
Sivrisinekler ve kağıttan kayıklar ölür
Sonra o gün çocuklar da ölür
Biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
Sayın mektup sahibinin bana kırılmayacağını umarım; çok takdir ettiğim içtenliğine inandığım için bu alıntıya yer veriyorum:
... Kairova davasını derin bir tiksintiyle okuduk. Objektifin odağı gibi, bu dava ilkel güdülerin resmini yansıtıyordu sanki ve başrol oyuncusu (Kairova) kültürleşme sürecinden geçerek ortaya çıkmış bir tip: Gebelik
yine yeniden nuri pakdil'in anneler ve kudüsler kitabını aldım elime:
inanınca duanın gücü artar
tutsaklık eridi
bir akımdır geçen yüreğimden en uzaktaki bir müslümanın yüreğine
...
rahman rahîm
bir kutsal bölge
sonra bir gün anneler de ölür
böcekler ve kertenkeleler ölür
boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca
sivrisinekler ve kâğıttan kayıklar ölür
*
sonra o gün çocuklar da ölür
*
biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
Tutsaklığın hiçbir şekli kolay değil muhakkak ama bir annenin çocuğunun varlığıyla hapsolmuş hissetmesi… Bu bana kaçıp kurtulması en zoru gibi geliyor. Kalbim ve zihnim onları ayırmaya asla razı gelmediği için muhtemelen. Ama kendi duygularımızı ve deneyimlerimizi kenara koyup, başkalarını görüp dinlemeye açık olmadığımız sürece dünyada acılar azalmıyor, artıyor.
Anneliği kabullenemeyen, çocuğuyla bağ kuramayan anneler var, babalar gibi. Bazıları ilk başta, loğusalıkta, bazıları dönem dönem, bazıları ömür boyu. Kendilerini kazıya kazıya içlerindeki o “kutsal” anaya ulaşmaya çalışanlar var. Kendilerini feda edip mış gibi yaşayanlar da var. Ya da gözünü karartıp ömür boyu kınananlar da var. Toplumun ve “öteki”lerin inkarla kuvvetli bir iş birliği var çünkü mevzubahis
rolden çıkan olunca.
Bunlar konuşulmalı. Hem çocuk yapıp, hem kariyer yapan, bakımlı, fit, seksi, çalışkan, bilge, sosyal, pozitif, güçlü kadınları yeterince modellediğimize
göre, hafifleyeceğine
artan yüklerimiz bizi topluca tükenmişlik sendromuna sürüklemeden bunları da konuşmalıyız.
Geber Aşkım loğusa bir annenin sayıklamaları. Çok sert diye okumuştum, bana öyle gelmedi, deliliğe yaklaştırıp yumuşatılmış gibi hissettim. Edebi hazzı bulamadım ama okuduğuma memnnunum. Öncelikle babalara ve baba adaylarına tavsiye ederim. Öyle “herkes anne oluyor” , “bir sen mi doğurdun?” demekle olmuyor. Ebeveynliğe siz de hazırlanın, bu bir takım işi. Alınacaklarla iş bitmiyor. İşin psikolojisi hepsinden önce geliyor.
Sen de zamanı gelince bu dediklerimi unutma Can. Ama sen daha dur, daha çok konuşacağız bu konuları.
İleriyi düşünmeden yumurtlar gibi çocuk yapıyor kadınlar, sonra da bütün hayatları cehenneme dönüyor, kutsal anneliğin yarattığı, başı haleli bir mahkûma dönüşüyorlar...
~•~
Ben Filistin’im…
Siz susmayı tercih ederken en çok konuşan benim… Hakkında konuşulan ve sorgusuzca karara varılan yerdeyim. Gözlerim güneşin kızıllığına bakarken çok yanar, bir de ateş düşen evlere... O evler ki, misafirperverdir Hz. Şuayp’ten beri…
Ben Filistin’im…
Ardımdan yürüyenleri bilirim. Önüme düşenleri, çelme takmayanları… Yol
Yani, Tanrı'nın olmadığı bir dünyada, anneler yeni Tanrı değil midir? Kutsal ve tecavüz edilemez son mertebe. Annelik dünyada kalan mükemmel ve büyülü mucizelerin sonuncusu değil midir?
"Anneler evlatlarına bildiklerini öğretmekle yükümlüdür. Bu, bazen yumurtayı rafadan yapmak için kaç dakika kaynatmak gerektiği olur, bazen üç Kuluvallah bir Elham.
Ne bilirlerse onu öğretir anneler, sahip olduklarını aktarırlar. Budur onların kutsal ödevi..."