Kırmızı
Doğada ziplayan bir hayvanın yarattığı ateş, o ateş ki kutsal, dualı ve anlamlı, tapınılası ve bir o kadar kırmızı Ne zaman öğrenirsem kırmızıların hayvancasını o zaman yeminler ederim kendime bütün dinleri yakmak kaydıyla Çılgınlar gibi inanırım insan kemiklerinin varlığına Bu kemikler değil mi sonsuzluğun fosilleşmiş yalanları, işte ona anca
haritada unutulmuş bir düşüşü işaretliyorum; birlikte hatırlayabileceğimiz bir sır. bu gece belki de hayatımın en olmadık işini yapıp sana yazmaya çalışıyorum. ifade edilememiş ve bu yüzden kutsal kalan pek çok şey gibi; ifade edemediğim duyguların, sana nasıl ulaşırımların yanıtsız kalan tuzaklarına saplanmamaya çalışarak. ve biraz utanıyorum; ismini yazamıyorum sayfalara
Reklam
Rahip yoksulların yanında olmalıdır. Emeğin tozunu yutmadan, kutsal yoksulluğu biraz olsun yaşamadan tüm sıkıntılara, tüm bahtsızlıklara, tüm yoksulluklara, gece gündüz hiç durmadan müdahale etmek mümkün müdür? Ateşin başında olup ısınmayan bir insan düşünülebilir mi? Sürekli olarak bir fırında çalıştığı halde, saçının bir tek teli bile yanmayan, tırnakları kararmayan, bir damla ter dökmeyen, yüzünde bir kül tanesi bulunmayan bir işçi düşünülebilir mi? Rahibin, özellikle de piskoposun çözmesi gereken ilk sorun yoksulluktur.
Armağanlarınu içtenlikle verir içtenlikle alınm. Değer bilmek ve kabul etmek, günün her anmda, mucizeleri çeken güçlü birer mıknatıs gibidirler. Eğer biri bana iltifat eder­se, ona gülümser ve teşekkür ederim. İltifatlar, başarının ar­mağanlarıdır. Ben bunları içtenlikle kabul etmeyi öğrendim. Bugün, yaşamın kutsal bir armağanıdır. Evrenin bugün sun­ duğu başarıyı tüm boyutları ile kucaklamak için kollarımı iyice açıyorum. Gece veya gündüz, onu her an kucaklayabilirim. Bazen evrenin bana verdiği ama karşılığında benim ona bir şey verebilecek durumda olmadığım anlar da olur. Bir zamanlar bana gerçekten çok yardım etmiş olan insanları düşünürüm. O zamanlar onlara, yaptıklarının karşılığını ödeyebilmeme imkan yoktu. Ama daha sonra ben de başkalarına yardım edebilme imkanını buldum. İşte hayatın akışı böyledir. Rahatlar ve şimdi var olan bolluğun keyfini çıkarırım.
Çiçekler ve şarkılar. Ve bütün gece yorulmak nedir bilmeden, kutsal ve kudretli esinin kanatları üstünde özgürce süzülerek yazdım. Yazdıklarım büyüktü, yazdıklarım ölümsüzdü: Çiçekler ve şarkılar. Çiçekler ve şarkılar...
Sayfa 43 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Gidip kapıyı çaldık. Atımız hâlâ peşimizdeydi. İri kıyım ve sakallı bir adam kapıyı açtı. “Ben Noirceur’ün belediye başkanıyım,” diye derhal açıkladı, bizim ona sormamıza fırsat vermeden, “ve Almanları bekliyorum!” Derken kim olduğumuzu anlayabilmek için ay ışığına çıktı belediye başkanı. Bizim Alman olmayıp da bal gibi Fransız olduğumuzu görünce,
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.