Eğer biraz daha hevesim kalmış olsaydı, kökünden başlardım hayatı yaşamaya. Engin denizleri aşmaya çalışmak yerine küçük bir gölde hunharca çabamla attığım kulaçlardan zevk almaya bakardım. Okuyacağım kitaplar ve gezeceğim yerler hayattaki yegane derdim olurdu.Doğar doğmaz üzerime yapıştırılmış etiketleri sökerdim bir bir, belki biraz daha cesaretli olsaydım...Kimseyi yargılamazdım,kin tutmaz kendi yoluma bakardım. Yaşamıma müdahale etmeye çalışanlara ise sınırlarımı belli ederdim,belki biraz daha kendi yaşamıma sıkı sıkıya sarılsaydım... Ne istediğimi nasıl istediğimi bilirdim.Dimağımdan yapacağım şeyleri bir bir geçirir sonra onları gerçekleştirirdim,belki kendimi biraz daha iyi tanıyor olsaydım...Bol bol spor yapardım, koşup oynardım dilediğimce. Yaşım benim için önemsenecek en son şey olurdu, Yaşlanınca bile renkli giyinir dans ederdim ; şakaklarımdaki çizgileri Sayar,beyaz saçlarımı yaldızlı taraklarla tarardım,kokular sürünürdüm, çiçekli elbiseler giyerdim. ölümü çok düşünür ama cezalarla tehdit eden tanrı figürünü silerdim kafamdan, belki yaşam boyu kutsal kitaplarla korkutulmuş olmasaydım... Çok sorgular az ibadet ederdim.Çok okur az itaat ederdim. Bin düşünür bir söylerdim, korkusuzca sorgulamanın binlerce ideolojiden daha önemli olduğunu bilseydim...