"Muhafızların kütüphanede bir faydası olmaz." Ah, ne de yanılıyordu! Kütüphaneler fikirlerle -tüm silahların belki de en tehlikelisi ve güçlüsüyle- doluydu.
Sayfa 63Kitabı okudu
BİLMEK İÇİN OKUMAK . Roj baş
Tanrı hakkında gereğinden fazla bir şey biliyoruz. Moda, yemek, cinsellik ve siyaset hakkında ne düşündüğünü harfiyen biliyoruz ve milyonlarca kural, Hüküm ve anlaşmazlığı gerekçelendirmek için bu gökyüzündeki öfkeli adama başvuruyoruz. Kadınlar kısa kollu tişört giyince kızıyor, iki erkek birbiriyle sevişince kızıyor, ergenler mastürbasyon yapınca kızıyor. Kimileri asla alkol almamamızı istediğini söylüyor. Kimileri de her cuma akşamı ya da her pazar sabahı şarap içmemizi bilhassa talep ettiğini söylüyor o ne ister ve nelerden hoşlanmaz diye en ufak ayrıntısına kadar açıklamak için kütüphaneler dolusu kitap yazılmış .
Sorun da buydu zaten. Herkese, başka hayatların roman gibi gelmesi. Oysa sadece hayattı hepsi. Anlatınca roman olmuyordu. Belki en fazla, bir otopsi raporu… Konulu… Kütüphaneler onlarla doluydu: konulu otopsi raporlarıyla. Ciltli ya da ciltsiz, hepsi de solan ciltlerin hikayesini anlatıyordu. Ne de olsa, bir deri bir kemikti insan. Ya sonunda kırışacak ya da yolda kırılacaktı.
Sayfa 33Kitabı okudu
Hz. Muhammed "İlim Çin'de bile olsa onu arayınız" der. Ancak İslam coğrafyasının bir hastalığıdır, bizde ilim adamları pek itibar görmez. Acı ve dehşet verici bir gerçektir bu. İslam coğrafyası tarihi boyunca mezhep kavgaları, siyasi dalaşmalardan kendi içinde ne yazık ki doğru dürüst bir bütünlüğü sağlayamamıştır. Osmanlı'ya ilk matbaanın kurulması için büyük çaba gösteren ve büyük kütüphaneler kurduran Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın başına gelenler malum.
Sayfa 9 - Destek YayınlarıKitabı okudu
En sevdiğim şeyler herkesin olan ama aynı zamanda hiç kimsenin olmayan şeylerdir: parklar, kütüphaneler, kaldırımlar, yol kenarındaki ağaçlar; ay, güneş, yıldızlar ve gökyüzü...