Falih Rıfkı Atay etkinliği kapsamında yapacağım ilk incelemem olacak. Etkinlik için Link: ->> #27899814
Tarihi bir yolculuğa hazırlanın; geçmişe, bir İmparatorluğun Çöküşüne ve kaybedilen topraklarda yaşanan büyük acılara tanık olacağız. .
Daha önce,
╭⌒╮ ╭⌒╮ ☆
•╱◥██◣ ╭╭ ⌒╮TEMİZLE 🙂
︱田︱田田| ╰--------------------
╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬╬
Bazen insan evi gibi hayatına da sağlam bir temizlik yapmalı.
İçini tüketen her şeyi; sahte dostları kuyu kazan akrabaları, bencil insanları, nankör ve iki yüzlü insanları sonsuza kadar hayatının dışına bırakmalı.
274 sahifelik bir kitabın içinde derin bir kuyu açmış Balzac ve içini altın suyuyla doldurmuş. Sevginin ölçülü yaşanmasının hayati sonuçlarını anlatmış, fazlası zararken azı karar olmuş. Evlat sevgisi üzerinde durmuş. 18 yy. Avrupasında, sınıf farklılıkları dolayısıyla çürümüşlüğün tadına baktırmış 21. yy çocuklarına. Burjuvaların, yine 18. yy da
aslında önce evleri sevmeye giderdi sesin
caddeleri sokak gibi sevmeye giderdi sesin
giderdin! ödü kopardı bütün eşyaların.
sonra kuyu kuyu dolaştığım mahcup sular söyledi
yüzünüze güller
üzgün evler bozuk rüyalar
aslında bana herkesin uzağı var dendi
"ÜZÜLME!
İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme!
Rahman, “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı?
O halde ne diye üzülürsün ey can?
Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan;
Gece gibi kapkaranlık nefsini yak!
“Derdim var” diyorsun;
Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır; sen bunu bilmiyorsun.
Sanma ki dert sadece sende var.
Şunu bil ki; sendeki derdi
"O cennetin kapısı değil, Cennet’in ta kendisidir…"
Kapılar, göğün ruhumuza açılan kanatları...Ümmi ve bilge...Kandil ve turap...Hikmet ve Kuyu...
Sekiz peygamber ve O'nun nuruna bir hayret ile sığınan ufukları...
Hz.Adem; O'nun yüzü suyu hürmetine yaratılan kâinatın ilk sırrı...
Karakoç'un lisanıyla...
"Cennette hiçbir
Bir ne derttir ana derman bulunmaz
Ya bu ne yaredir zahmı belirmez
Yitürdüm Yusuf'um Ken'an elinde
Yusuf'um bulundu, Ken'an bulunmaz
Beyim arif isen, var sen yolunca
Bunda başlar yiter, kanlar sorulmaz
Manisiz kişiden hiç nesne gelmez
Kovası yok kuyudan su çekilmez
Kuyu cismindürür mani kovası
Çekerler kovayı suyu belirmez
Erenler kapısı, mürüvvet kapısı
Sıtk ile gelenler, mahrum gülünmez
Yunus bu manide gark oldu gitti
Geri gelmekliğe aklı belirmez..
...
"Bir sabah, soğukkanlılıkla, kedinin boynuna bir ip geçirip onu bir ağacın dalına astım; yüreğimde derin bir vicdan azabıyla, gözyaşları içinde astım onu; astım çünkü beni sevmiş olduğunu biliyordum."