Bir ne derttir ana derman bulunmaz
Ya bu ne yaredir zahmı belirmez
Yitürdüm Yusuf'um Ken'an elinde
Yusuf'um bulundu, Ken'an bulunmaz
Beyim arif isen, var sen yolunca
Bunda başlar yiter, kanlar sorulmaz
Manisiz kişiden hiç nesne gelmez
Kovası yok kuyudan su çekilmez
Kuyu cismindürür mani kovası
Çekerler kovayı suyu belirmez
Erenler kapısı, mürüvvet kapısı
Sıtk ile gelenler, mahrum gülünmez
Yunus bu manide gark oldu gitti
Geri gelmekliğe aklı belirmez..
...
"Bir sabah, soğukkanlılıkla, kedinin boynuna bir ip geçirip onu bir ağacın dalına astım; yüreğimde derin bir vicdan azabıyla, gözyaşları içinde astım onu; astım çünkü beni sevmiş olduğunu biliyordum."
İki Şehrin Hikayesi
Fransız İhtilalinin öncesi ve sonrasında gerçekleşen burjuva ve aristokrasi arasındaki kanlı çatışmalar, bir kurgu içerisinde anlatılmıştır. Artık ezilen halkın aristokrasiye tahammülü kalmamış ve halk önüne gelen soyluyu parçalayan kana susamış bir köpek balığına dönüşmüştür.
Kitabın karakterlerinden, Charles Darnay:
Hakan Günday'ın 24 yaşında yayımladığı ilk kitabı.
kitap üç bölümden oluşur:
1-kinyas ve kayra,
2-kayra'nın yolu,
3-kinyas'ın yolu.
ilk bölümler sıkıcı olabiliyor fakat eğer iyi bir okuyucuysanız ilk bölümlerde okuduklarınız size diğer bölümlerde bağlantı kurduruyor. Kitabı bir insan olarak ele alırsak bebeklik, ergenlik ve yaşlılık diye yazarın da bu evreleri geçirdiğine şahit olacaksınız. Yazım tarzı, anlatış biçimi çok değişiyor.
Hayata dair bir kitap. Psikolojik ve felsefi bir roman. Bir tarafta nefret, kin, vicdansızlık, ölüm ve hiçlik, diğer yanda insani kırıntılarla doğan pişmanlık, kurtuluş çabası, sevgi ve yaşam. Altı çizilecek ve alıntı yapılacak pek çok cümle barındıran bir eser.
Yaşamak için çok ciddi şeyler gerekmediğini ve insan hayatının aslında ne kadar basite indirgenebileceğini çok iyi anlatıyor.
'' Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından...''
''Resmin sınırı fotoğraftı. Müziğin sınırı da makinelerden çıkan sesler oldu. Her uyuşturucu kendi tarzını yarattı. İnsanlar beyinlerini uyuşturma yöntemlerine göre sınıflara ayrıldılar. Hepsi kendini kandırdı. Benim kandıracak kimsem yoktu. çünkü kanmış olarak doğmuştum!''
Kinyas ve Kayra iki dipsiz kuyu. Asla örnek alma ama asla unutma.
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202227.1k okunma
Ayağın kırıldı diye üzülme! Allah senden aldığı ayak yerine belki sana kanat verecek. Kuyu dibinde kaldın diye üzülme. Yusuf kuyudan çıktı da Mısır'a sultan oldu,unutma! İstediğin bir şey; olursa bir hayır, olmazsa bin hayır ara...
Mevlâna
Gecenin üzerime örttüğü çiy damlalarından kurtulup, doğrularak günün ilk öğününü, belki de mideme girebilecek birkaç lokmayı bulabilmek için hayatın içine atılıyorum. Benim olan tek şey şuradaki boş çöp tenekesinin yanında duran karton parçası. Gecenin ayazında bedenimin bütün sıcaklığını çekti oda. Beni sömürdü resmen, taş gibi kalktım yattığım
Kendimi sana şikâyet ediyorum Allah'ım;
Ben Yusuf (a.s ) değilim bu kuyu derin.
Ben İbrahim (a.s) değilim bu ateş beni yakar.
Ben Eyyüp (a.s) değilim bu dert beni yıkar.
Ben Musa ( a.s) değilim bu çöl beni aşar.
Ben Yakup ( a.s) değilim bu keder beni tüketir.
Ben Nuh (a.s ) değilim bu tufan beni boğar.
Ben Yunus (a.s) değilim bu karanlık beni boğar.
Ben Bilal değilim bu bagrimdaki taş beni ezer.
Ben Asiye değilim bu yanlızlık beni bittirir.
Ben Meryem değilim bu suskunluk beni lâl eder.
Ben acizim Allah'ım!
Yardım et. Sana ihtiyacım var Rabb'im...