Sakardı. İnatçıydı. Kırılgandı. Bazen küçük bir çocuk gibiydi, bazen yüz yaşında ruhsuz bir kadındı. Bazen sessizdi, bazen avaz avaz bağırırdı. Güçlüydü. Cesurdu. Benim için yaşamayı göze alacak kadar... Acıları pul pul dökülürdü yüzüne, parlardı.
"Bulutlar zaten yıldızlara intihar ipi takmış ölüler."
"Efendim?"
"Bulutlar, ölü."
"Nereden çıkardın bunu?"
"Tavan benim. Ben karar verdim. Gün boyu ölü varlıkları tavanda sallanıyor işte..."
"Peki... Gri bulutlar?"
"Ölürken pişman olanlar."
"Yağmur?"
"Ölürken pişman olan bulutların ağlaması..."