Annabel Lee

Annabel Lee
@ladyjane
Biyolog
Yüksek Lisans
Bursa
4 reader point
Joined on November 2018
288 syf.
9/10 puan verdi
Şeytan ve Maske
Şeytan ve MaskeFuminori Nakamura
8/10 · 62 reads
Reklam
Annabel Lee tekrar paylaştı.
355 syf.
8/10 puan verdi
Klasik Amerikan polisiyesi tadında, kolayca sevip benimsenen dedektifi Bernie Gunther ve ustaca yazılmış heyecanlı öyküsüyle keyifle okunan bir polisiye. Ancak belki de en dikkat çekici yanı öykünün geçtiği zaman... 1936 Almanyası. Yükselen nasyonal sosyalist hareket, iktidara gelmiş ve toplumu hızla ele geçirmekte olan faşizm, sokaklarında trajedi ve ölüm gezemeye başlamış Berlin... Bir cinayet soruşturması için tutulan dedektifimizin Nazi partisi üst düzey yöneticilerinden (Himmler, Goring...), çalışma kamplarına, Gestapo işkencelerinden, Berlin'in savaş öncesi karanlık gece hayatına uzanan hikayesi hızlı ve meraklı bir okuma vadediyor.
Mart Menekşeleri
Mart MenekşeleriPhilip Kerr · Alfa Yayıncılık · 201493 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
Annabel Lee tekrar paylaştı.
592 syf.
9/10 puan verdi
Yaklaşık 600 sayfalık bu büyüme hikayesi elinizden bırakamayacağınız, bir oturuşta okuyup bitireceğiniz sürükleyicilik ve güzellikte. Amerika’nın karlı ve soğuk, koyu Hristiyan/muhafazakar, ücra bir kasabasında geçen bir çocukluk, iki erkek kardeşin yıllarca soğuk kış gecelerinde paylaştıkları tek yatakları, yaşanılan ilk gençlik aşkı, büyütüldüğü Hristiyan değerleri bitmeyen sorgulama çabası… hepsi bu çok keyifli grafik romanda usta işi bir kurguyla resmedilmiş. Dışarıda lapa lapa karlar yağarken yanınızda kahveniz ve elde bu güzel roman belki fonda Coltrane… Nefesiniz soğuktan buharlaşırken öykünün ve çizimlerin dokunaklı ritmiyle geçen saatler… değmesin keyfinize…
Blankets
BlanketsCraig Thompson · Top Shelf Productions · 200394 okunma
Annabel Lee tekrar paylaştı.
424 syf.
6/10 puan verdi
Yerli polisiye romanları bir süredir takip ediyor ve okuyorum. Beni şaşırtan çok beğendiğim, yeni tanıştığım eserler de oldu. Türkiye Polisiye Yazarlar Birliği ile de bu aşamada tanıştım ve takip ediyorum. Birliğin ön ayak olduğu ve 21 yazarın hikayesinden oluşan bu kitap hem zaten romanlarını okuyup takip listeme aldığım yazarların hikayeleri okumak hem de yeni yazarlar keşfetmek için önemliydi benim için. Şöyle ilginç bir şey oldu; zaten bildiğim yazarların hikayelerini beğenemedim ancak yazdığı polisiye roman varsa mutlaka okumalıyım dedirten bir kaç yeni isimle tanıştım. Diğer yandan polisiye türüyle öykücülüğün ne kadar bağdaştığı, 20-40 sayfalık bir öyküde polisiye kurguyu yaratmanın mümkün olup olmadığı ve türün büyük yazarlarının öykülerinin polisiye edebiyat külliyatındaki yeri nedir? gibi sorular da aklıma geldi. Sanırım Sherlock Holmes'un bazı öykülerini saymazsak polisiye temel olarak roman türü üzerinden ilerliyor. Sonuçta, kesinlikle çok daha fazla ilgiyi hak eden türkçe yazan polisiye yazarları keşfetmek, ilgi duymak için güzel bir toplama bu kitap ancak polisiye merak, heyecan ve lezzet açısından çoğu öykü bende iz bırakmadı....
Kanlakarışık
KanlakarışıkAlgan Sezgintüredi · Çınar Yayınları · 201848 okunma
Reklam
Annabel Lee tekrar paylaştı.
364 syf.
9/10 puan verdi
Bu yazın sonuna kadar yıllardır ilgilendiğim, bildiğim ve sürekli karşıma çıkan ama kaderin cilvesi bir türlü okumadığım 20 yy klasiklerini, baba kitaplarını okuma harekatımın ilk adımı olarak okudum Lolita’yı. Nabokov’u, kitabı zaten iyi biliyorum. Kitabın sinemadaki Kubrick ve A. Lyne uyarlamalarını da izlemiş ve okuyucu olarak beni neyin beklediğini bilerek elime aldım kitabı. Beklediğimi fazlasıyla buldum. Dönemine göre bu kadar cesur ve açık bir dil beklemiyordum. Nabokov anlatmak istediği duyguyu/tutkuyu yazarken hiç ket vurmamış kalemine. Resmen bombalamış. Yıllar sonraki Kubrick uyarlamasında bile kitaba göre çok daha muhafazar bir anlatım vardır. Baş karakterimiz Humbert'In 12 yaşındaki bir kız çocuğuna duyduğu hastalıklı tutkunun ötesinde keşifler barındıran bir eser. Humbert’ın karakterinin katmanlarını romanda geçen aralara gizlenmiş ufak ipuçlarından hareketle çözüp anlayabilmek, olanın kendisinin bize anlattığından nasıl da farklı olduğunu görüp şaşırmak… Romanı okurken fark ediyorsunuz ki aslında anlatılanların birden çok gerçeklik düzlemi var. Kitabı bitirip kapağını kapattığınızda elde kalanın pornografik bir bayağılıkla ilgisi yok. Has bir edebiyat lezzeti, usta işi bir dil kullanımı ve hayran olunacak anlatım teknikleri… Büyük bir yazarın güzel bir romanı.
Lolita
LolitaVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 20192,765 okunma
Annabel Lee

Annabel Lee

, thinking of reading a book
Kudüs Günlükleri
Kudüs GünlükleriGuy Delisle
8.3/10 · 88 reads
Annabel Lee

Annabel Lee

, thinking of reading a book
Blankets
BlanketsCraig Thompson
8.6/10 · 94 reads
Annabel Lee tekrar paylaştı.
576 syf.
9/10 puan verdi
Baştan söyleyeyim, güzel kitap.
30'lu yaşlarındaki bir yazarın ilk romanı olarak şaşırtıcı derecede usta işi bir polisiye macera romanı. Doruk Ateş'in diğer kitabı Ölü Doğanları'ı okumuş ve çok beğenmiş, eserleri takip listeme mutlaka girecek yeni bir genç yazarı keşfetmenin keyfiyle alıp okudum Mabet'i. Aynı Ölü Doğanlar'da olduğu gibi ilk sayfalardan itibaren kitaba girmekte, olayın bir parçası olmada hiç sorun yaşamıyorsunuz. 30. sayfada ısınıveriyorsunuz. Polisiye olayın/soruşturmanın derinleşmesi, karakter oluşumu ve diyaloglar 10 numara. Milas bölgesinde yerleşik Karya Medeniyetini de içine alarak derinleşen ve zenginleşen roman üzerinde ciddi bir araştırma, inceleme yapılarak emek verildiği hissettiriyor. Wikipedia'dan okunmuş 2 madde ile tarih soslu boş polisiyelerden değil yani. Arkeoloji, tarih, yerli polisiye meraklıları ve polisiyeyi okurken edebi lezzetini de damakta arayanlar için keşfedilmesi gereken bir yazar ve eser.
Mabet
MabetDoruk Ateş · Ez-de Yayınları · 201567 okunma
Annabel Lee tekrar paylaştı.
“Ama ben hep müziğin sınırlarının olmadığını, nereye gideceğinin, nasıl gelişeceğinin limitsiz olduğunu, yaratıcılığın kısıtlandığı anda öldüğünü düşünmüşümdür. İyi müzik iyi müziktir, ne tür olursa olsun. Sınıflandırmalardan nefret etmişimdir hep. Müziğin sınıflandırılmasına karşıyım.”
Reklam
Annabel Lee tekrar paylaştı.
412 syf.
8/10 puan verdi
Caz müziğin en büyük efsanelerinden Miles Davis'in dilinden kendi otobiyografisini okurken o kadar çok şeye tanık oluyorsunuz ki; savaş sonrası amerikan caz müziğinin sürekli değişen ve gelişen süreçlerine, cazın neredeyse tüm efsaneleriyle dolu hatıralara, uyuşturucu ve alkolle yitip gitmiş dehalara, hüzünlü derin bir iç çekişle Bird'e, Coltrane'e, bir asi ve sürekli arayışta bir yaratıcı olarak Davis'in müzik ve hayat hakkındaki fikirlerine..... İçindeki müzik tutkusunun ışığında geçmiş, en dipten başlayıp, alkol, kokain ve eroin bağımlılığının pençesinde onlarca grup yüzlerce müzisyen binlerce mekanda geçen ve caz tarihini yeniden yazan bir hayat. “Dinle. Hayatımda duyduğum en büyük haz -elbiselerim üstümdeyken- 1944'te St. Louis, Missouri'de Diz ve Bird'ü beraber çalarlarken dinlediğim andı. On sekiz yaşındaydım, Lincoln Lisesi'nden yeni mezun olmuştum. Diz'le Bird'ü B'nin orkestrasında dinlediğimde kendi kendime, 'Ne? Nedir bu?' dedim. Öyle müthiş bir şeydi ki; korkunçtu. Dizzy Gillespie, Charlie 'Yardbird' Parker, Buddy Anderson, Gene Ammons, Lucky Thompson ve Art Blakey, hepsi bir arada; B'yi henüz saymadım: Billy Eckstine bizzat. Çok orospu çocuğu bir orkestraydı. O müzik içime işlemişti moruk. Müzik kanıma girmişti ve duymak istediğim tek şeydi. O orkestranın çalış şekli duymak istediğim her şeydi. Müthişti. Ve ben çıkıp onlarla çalıyordum'' open.spotify.com/album/4sb0eMpDn...
Miles Davis
Miles DavisMiles Davis · Encore Yayınları · 201415 okunma
89 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.