Benim Hikayelerim IV FİNAL
Böyle bizimkisi de ondan sebep; Her hikayenin bir sonu var yani, geldik bizim hikayenin de sonuna. Bazen gerçeklerden ne kadar korksanda onlardan ne kadar kaçmak istesen de zamanı belirsiz bir anı yüzüne tokat gibi çarpıyor bildiğin bütün gerçekleri.Umursamamak olan biteni; memleketi, dostları, öleni, düşeni yani hiç hiç umursamamak. Bakınca
Bu zamanlar da geçecek be abi" dedi Mehmet. Yarım yamalak böyle bomboş hislerle attığımız adımlar ile böyle kahveden uzaklaştık çıktık gittik. "Kartal İsmail’in meyhanesine mi gitsek" dedi Mehmet "İki tek atar kaçarız be abi"dedi. Yok dedim ya.. Öyle amaçsız öyle bilinçsiz evlere dağıldık.. Soyundum. Kendimi yatağa attığım
Reklam
Sıklıkla karşılaştığım soruların başında karşılaştırma soruları gelir. “Fransız şarabı mı?, İtalyan şarabı mı?, Türk Peyniri mi? İngiliz peyniri mi?, Sinop Mantısı mı Kayseri Mantısı mı?, Antep Lahmacunu mu, Tarsus lahmacunu mu?”… Bu tip sorular binleri bulur. Ben bu tarz yemekleri karşılaştırıp, bu iyi bu kötü demek yerine, hepsini tadıp,
Hayatta en büyük başarı nedir, Bence hayatta en büyük başarı, Hiçbir şeyi takıntı haline getirmemiş olmaktır, Parayı, Şöhreti, Gücü, Lahmacunu... Hiçbir şeyi saplantı yapmadığın zaman, Sen hem özgürsün hem de başarılısın...
Oğuzhan Deniz - Cahil
-Cahillik, bilginin içeriğini yeterince anlamamak, kavramamaktır. -Cahil kimseler, bilgisiz kimseler değillerdir. Cahil kimseler, bildikleri şeyi yanlış bilenler yani bilgiyi yanlış anlayanlar, doğrusu söylense bile kendi bildiğinin doğrulunu savunanlar ve kanıtlasanız bile bu kanıtı görmezden