modernistler, adetleri olduğu üzere, bu dini mana ve maksatları laiklik boyasıyla boyarlar. Onları aklileştirmeye, başka değerler üzerine düzenlemeye, nedenselleştirmeye ve üretmeye çalışırlar.
"Kendi kendine yönetmekti cumhuriyet, kanun önünde eşitlikti halkçılık, dinle devletin ayrılmasıydı laiklik...”
Reklam
Laiklik, İslam dini hariç her inanca saygı duyar. Arapça hariç her dile saygı duyar. Alimlerin fetvaları hariç her görüşe saygı duyar. Tesettür ve peçe hariç her giyime saygı duyar. Sonra da der biz insanların özgürlüğü için mücadele ediyoruz...
İslâm ile laikliği biraraya getiremezsin!
Hiçbir lâiklik aleyhtarlığı veya lehtarlığı yapmıyorum; doğrudan doğruya söylüyorum: Lâiklik bize göre samimi ve hakiki bir kelime değildir. İnanmayan topyekûn inanmaz; fakat barışmaz nesneler arasında muvazaa aramaz. İslâm bunun hükmünü koymuştur. Sen ancak, İslâm'ı nasipsiz bir tipsen, reddedebilirsin; ama, İslâm ile laikliği biraraya getiremezsin!..
Mustafa Kemal tarihin tanıdığı en cüretli, en büyük ve kapsamlı kültür devriminin baş mimarıdır. Dilde,dinde,hukukta,yazıda,giyside, eğitimde, tarihte yaptığı reformlar; inanılmaz boyuttaki bir kültür devriminin, bir bütün içinde çok anlamlı olan parçalarıdır.
Laiklik demokrasinin ön koşuludur, çünkü laiklik olmadan gerçek bir düşünce özgürlüğü de olamaz gerçek bir özgür seçim de. Milliyetçiliğin ön koşuludur, çünkü laiklik olmayan yerde önem taşıyan öge ulus değil, inananların oluşturduğu ümmettir. Devrimciliğin ön koşuludur, çünkü laikliği kabul etmemiş bir toplumda bilimin ve çağın gereklerinin gerisinde kalmış kurumları değiştirmenin tartışması bile yapılamaz. Halkçılığın ön koşuludur, çünkü bir din devletinde halkın istekleri değil dinsel seçkinlerin istekleri önemlidir.
Reklam
"Gelecek kuşakların, cumhuriyete hiç acımadan saldıranların başında 'cumhuriyetçiyim' diyenlerin yer aldıklarını gördükleri zaman şaşacaklarını hiç sanmayınız. Tersini, Türkiye'nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları, böyle 'cumhuriyetçi' geçirmiş planların gerçek düşüncelerini irdeleyip saptamakta hiç de güçlük çekmeyeceklerdir." M. Kemal Atatürk
Lâiklik İslâm'a tatbiki mümkün bir şey midir, değil midir?
-Biz lâikliğin şu ân ne lehinde, ne aleyhinde bir kıymet hükmü koymuyoruz. Fakat mücerret bir metod, ilmi bir tespit müdafaa ediyoruz. Lâiklik İslâm'a tatbiki mümkün bir şey midir, değil midir? Ve hattâ şunu söylemiştim: Polis iyi not etsin, savcı iyi dikkat etsin sözümüze: Lâiklik kötüdür, iyidir sözü yok.. Ne olduğunu vicdanlara bırakıyoruz. Yalnız bize tatbiki kâbil midir değil midir? Onu soruyoruz..!
Homofobikler, laiklik ve seküler düşmanları, 4 tane eş isteyenler, birinin 4.eşi olmayı hayal edenler, çocuk gelinleri normalleştirenler, kadınları böcek gibi görenler, renkten ve müzikten nefret edenler, Afganistan' da şu an rüya gibi bi hayat sizi bekliyo. Buyrun gidin, hadi YALLAH..!
Mehmet Görmez
Akp'nin diyanet işleri başkanı Mehmet Görmez'in kim olduğunu anlayabilmek için, kendisinden önceki diyanet işleri başkanına bakmak yeterliydi. .. Profesör Ali Bardakoğlu, son cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer tarafından diyanet işleri başkanlığına getirildi. Sadece ilahiyatçı değil, hukukçuydu. Dinin siyasete alet edilmesine daima karşı çıktı. Akp'yle hep mesafeliydi, tarafsız-saygın din adamı olarak, asla parti rozeti takmadı. Analar ağlamasın palavrasıyla ambalajlanan Pkk açılımına destek vermedi, "zihinlerdeki parçalanmayı arttırır" diyerek, Kürtçe vaaza karşı çıktı. Cemaatlere-tarikatlara yüz vermedi, bunları Diyanet'e sokmadı. Atatürk devrimlerine sahip çıkıyor, sık sık Atatürk'e a!ıfta bulunuyordu. lslamiyet'in aydınlık yüzünü temsil ediyor, aklı-bilimi referans alıyor, özellikle kadın hakları konusunda çağdaş adımlar atıyordu. Tayyip Erdoğan "ulemaya soralım" dediğinde, türbanı Diyanet'e sorduklarında, "yasal düzenleme için Diyanet'in görüşünü sormak, laiklik ilkesine aykırıdır" cevabını verdi. E bardağı taşırmıştı... Mustafa Kemal'le birlikte idama mahkum edilen kuvayi milliyeci Mehmet Rifat Börekçi gibi, Ordinaryüs Profesör Şerafeddin Yaltkaya gibi, Profesör Süleyman Ateş gibi, oturduğu koltuğun hakkını veren Profesör Ali Bardakoğlu, Akp borazanlığı yapmadığı için, Akp tarafından görevden alındı. Onun yerine, Akp imamı olarak görev yapan Mehmet Görmez getirildi, Akp'nin istemediği hiçbir şeyi görmedi! Saçını süpürge misali, Akp için sarığını süpürge etti ama görev süresi dolmadan istifaya zorlandı, koltuğundan ayrıldı.
Sayfa 190 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
Reklam
·
Not rated
İSMET İNÖNÜ DÖNEMİ(1938-1950)
Türk Devrim Tarihi 4. Kitap
Türk Devrim Tarihi 4. Kitap
"İnönü Devri" genellikle halka hiç faydasının olmadığı yönünde anlatılır fakat bu kitapta görüyoruz ki İnönü,Atatürk'ün istediği bir politikayla Türkiye'yi yönetmeye çabalamıştır.Bunu laiklik ve devletçilikten çevresine ve muhalefete rağmen vermediği tavizler bunu kanıtlar nitelikte. Atatürk döneminde açılıp yaygınlaştırılmaya çalışılan Halkevlerini 267'ye Halkodalarını 4200 yükseltmiştir. Atatürk'ün hayattayken istediği ama icraata getiremediği Köy Enstitülerini açmış ve Anadolu'da yaygınlaştırmıştır.Büyük baskılar,iftiralar ve suçlamalara dayanamayıp 1948'de "EN BÜYÜK İCRAATİM" dediği Köy Enstitülerini kapatmak zorunda kalmıştı. İnönü Dönemindeki önemli derecede ekonomik sıkıntılar yaşanmıştır .bunun en büyük sebebi genç nüfusun büyük bir kısmının askere alınması üretimin düşmesine tüketimin ise artmasıdır
Türk Devrim Tarihi (4. Kitap / İkinci Bölüm)
Türk Devrim Tarihi (4. Kitap / İkinci Bölüm)Şerafettin Turan · Bilgi Yayınevi · 199918 okunma
Ey Türk, kürt, Laz, Arap vs gençliği birinci vazifen bütün Tağutları Red edip Tek bir Olan Allah'u teala'ya kulluk etmendir. Ona hiçbir şeyi şirk koşmaman, O'nun hükümlerini eksiksiz kabul edip uygulaman, demokrasi ve laiklik putlarını kesinlikle Red edip hükümranlığı Allah'a vermendir. Namaz kılıp, zekatı verip, oruç tutup, imkanın olduğu zaman da hac yapmandır.
İnci Tanesi

İnci Tanesi

@okyanustabirincitanesi
·
29 April 19:54
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir!
Katil ile maktul arasında ilk ve son konuşma.
-Hocam, peki laiklik dinsizlik mi demektir? -Hayır. -O halde dinlerinin gereğini yerine getiren mümin kızlarımızın niye laiklik bahanesiyle derslere alınmıyor?
Sabuni Camii arsası, Balaban Paşa Camii arsası, Zen-i Finiz (Zenfuruzi yazılı), Kunduk Osman Camii arsası, Hoca Bali Camii arsası, Hacı Mercimek Camii arsası, Hacı İslam Camii arsası, Cedid Kasım Paşa Camii arsası, Şihabeddin Paşa Camii arsası, Çavuş Bey Camii arsası, Hacı Hasan Camii arsası, Sabuni Rüstem Paşa Camii arsası, Külahçı Camii arsası, Gülbahar Camii arsası... Ve daha pek çok cami, mescit, imaret, medrese... Biliyorsunuz bütün bunlar laiklik uğruna yapıldı.
Hiçbir lâiklik aleyhtarlığı veya lehtarlığı yapmıyorum;doğrudan doğruya söylüyorum: Lâiklik bize göre samimi ve hakiki bir kelime değildir. İnanmayan topyekün inanmaz; fakat barışmaz nesneler arasında muvazaa aramaz. İslâm bunun hükmünü koymuştur. Sen ancak, İslâmı, nasipsiz bir tipsen, reddedebilirsin, ama, İslâm ile lâikliği bir araya getiremezsin!.. Kutup ayısını, hurma ağacının ikliminde besleyemezsin!..
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.