Askerliğimin son saatlerine gelirken rehberimden 37 kişiyi silmem, birçok yakın dediğim arkadaşımla mesafe koymam, birlikte yıllarca arkadaş olarak kaldığım, her gün saatlerce konuştuğum insanlarla aramda dağlar kadar boşluk olması bana 6 ayın neler öğrettiğini, kimlerle dost olarak kalmam, kimlerle yollarımın ayrılması gerektiğini öğretti. Ve bu süreç içerisinde aslında hayattaki tek mutluluğumuzun birazcıkta polyannacılık olması gerektiğini şart koydu. Zira arkadaşınızla bir bardak kahve, ailenizle ufak bir kır gezintisi, sokakta yürürken kulaklıkla müzik dinlemenin bile ne büyük değeri, hazzı, mutluluğu olduğunu gösterdi. Hayat gerçekten yaşamaya değer, bunu askerliğini yapan, zorluk gören insanlar gayet iyi anlarmış. Ben de anladım. Evlenirken oğlunuz askerliğini yaptı mı sözünün ne kadar değerli olduğunu burada fark ettim. Gerçekten askerlik insana birçok şeyin özellikle de ailenin ve arkadaşlarının (gerçek arkadaşlarının) seni sen yaptığını, sende de onlarda bir parça olduğunu gösterdi.