Hayat, Zât-ı Zülcelâlin en parlak bir burhan-ı vahdeti ve en büyük bir maden-i nimeti ve en lâtif bir tecellî-i merhameti ve en hafî ve bilinmez bir nakş-ı nezih-i san'atıdır.
1420. İnsan da bir an olur, kurtluk zuhur eder, bir an olur, ay gibi Yusuf yüzlü bir güzel haline gelir.
İyiliklerle kinler gizli bir yolda gönüllerden gönüllere gidip durmaktadır. Hattâ insandan, öküzle eşek bile bilgi sahibi olur, akıllanır,hüner elde eder. Serkeş at, rahvan bir hale gelir, alışır. Ayı oynar, keçi de selâm verir. Köpeğe insanın huyu geçer, nihayet çoban olur, av, avlar yahut sürüyü korur.
1425. Eshabı Kehf’in köpeğine onlardan öyle bir huy sirayet etti ki sonunda Allah’yı aramaya koyuldu.
Kalpte her an bir çeşit şey baş gösterir.. insan bazen şeytanlaşır, bazen melekleşir.. bazen tuzak kesilir, bazen yırtıcı hayvan!
Aslanların bildiği o acayip ormandan, gönüller tuzağına gizli bir yolu bulunan o meşelikten,
İçten içe hırsızlık et, can mercanını çal! Ey köpekten aşağı, âriflerin gönüllerinden o mercanı elde et.!
Madem ki hırsızlık ediyorsun, bari lâtif inciyi çal! Mademki hamallık ediyorsun, bari yüce bir yük yüklen!
Müritlerin, Zünnun’un deli olmayıp mahsustan öyle göründüğünü anlamaları
Sezai Bey, aslen Moralı büyük bir aileye mensuptu. Amcası Abdül latif Suphi Paşa'nın yirmi üç çocuğu bulunduğu -sonuncusu Hamdullah Suphi Tanrıöver'di- düşünülecek olursa, ailenin büyüklüğünü tahmin etmek kolaylaşır.
Hayat, Zât-ı Zülcelâlin en parlak bir burhan-ı vahdeti ve en büyük bir maden-i nimeti ve en lâtif bir tecellî-i merhameti ve en hafî ve bilinmez bir nakş-ı nezih-i san'atıdır.