Aslıhan

Ve gördük ki mekan değildir zamandır önemli olan ve lakin o da değildir eylemdir önemli olan ve o dahi değildir kalb olmadıkca.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan sual edilse: "En leziz ve en tatlı haletin nedir?" Belki diyecek: "Aczimi, zaafımı anlayıp validemin tatlı tokadından korkarak yine validemin şefkatli sinesine sığındığım halettir." Halbuki bütün validelerin şefkatleri ancak bir lem'a-i tecelli-i rahmettir. İman ve Küfür Muvazeneleri
Sual: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah, ne fiyat istiyor? Elcevap: Evet, o Mün'im-i Hakiki, bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise üç şeydir. Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir. Başta Bismillah zikirdir. Âhirde Elhamdülillah şükürdür. Ortada, bu kıymettar hârika-i sanat olan nimetler, Ehad-i Samed'in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir.

Reader Follow Recommendations

See All
Öyle de her şey, Cenab-ı Hakk'ın namına hareket eder ki zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar.
Evet, her şey ya hakikaten güzeldir ya bizzat güzeldir veya neticeleri itibarıyla güzeldir. Ve bu güzellik, rububiyet-i âmmeye ve şümul-ü rahmete ve tecelli-i âmmeye bakar.
Reklam
Cenab-ı Hakk'ın rahmeti gibi muhabbeti dahi kâinatı ihata etmiş.
"Dünya öyle bir meta değil ki bir nizâya değsin." Çünkü fâni ve geçici olduğundan kıymetsizdir. Koca dünya böyle ise dünyanın cüz'î işleri ne kadar ehemmiyetsiz olduğunu anlarsın!
meta:kıymetli eşya nizâ:kavga cüz'î: küçükKitabı okudu
Ben insan kalbiyim, maddenin esiri, dünyevi kuralların kurbanı dedi. Allah'ın güzellikler tarlasında yaşam Irmağının kenarında insan tarafından konulmuş kurallardan yapılmış bir kafese hapsedildim. güzel yaratılmışların tam ortasında bakımsızlıktan öldüm.
Allah (c.c)
Hem bütün zîhayata, her birisine lâyık bir tarzda, münasip vakitte, ummadığı yerde rızıklarını vermek; bir ilm-i muhit ile olur. Çünkü rızkı gönderen; rızka muhtaç olanları bilecek, tanıyacak, vaktini bilecek, ihtiyacını idrak edecek, sonra rızkını lâyık bir tarzda verebilir.
Allah (c.c)
Nasıl ki güneşin zatı bulunup ziyası bulunmamak kabil değil, öyle de binler derece ondan ziyade kabil değildir ki şu muntazam mevcudatı icad eden zatın ilmi ondan infikâk etsin.
Reklam
Şu mevcudat, irade-i İlahiye ile seyyaledir. Şu kâinat, emr-i Rabbanî ile seyyaredir. Şu mahlukat, izn-i İlahî ile zaman nehrinde mütemadiyen akıyor; âlem-i gaybdan gönderiliyor, âlem-i şehadette vücud-u zâhirî giydiriliyor, sonra âlem-i gayba muntazaman yağıyor, iniyor. Ve emr-i Rabbanî ile mütemadiyen istikbalden gelip hale uğrayarak teneffüs eder, maziye dökülür.
Hiç mümkün müdür ki semavat ve arzı halk eden bir Sâni'-i Hakîm, semavat ve arzın en mühim neticesi ve kâinatın en mükemmel meyvesi olan insanları başıboş bıraksın, esbab ve tesadüfe havale etsin, hikmet-i bâhiresini abesiyete kalbetsin? Hâşâ!
Sayfa 339 - hikmet-i bâhire:ap açık hikmet / abesiyet:faydasızlık/ kalb etmek: dönüştürmekKitabı okudu
Acaba diyorum ebedi olana,herşeyin mirascısı olana, kalbi dolu hasret çekmek nicedir?
Yüce şeyler iki türlü başlıyor. İlki dış şartlarla, adeta zaruretle, ikincisi içten, sen onu bilmeden.Birincisi ikinciye kapı açılması için bir fırsat.
Sayfa 112Kitabı okudu
O'nu kainattaki bütün zerrelerin istese de istemese de andığını duymuşmuyum hiç, yoksa içimr gelmiş bir özlemi mi anlatmaya çalışıyorum.Yoksa kırlardan korktuğumun üzerine perdeler mi atıyorum?
Sayfa 112Kitabı okudu
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.