Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tersparabolik

Yunus Emre'nin tekkeye eğri odun sokmamasını düşünelim. Bu görev, başta eğri odun sokmama işi değildi. Yalnızca odun getirme göreviydi. Fakat o, bir zaman sonra tekkeye eğri odun sokmak istemedi. Kendisinden beklenenin üzerinde, özel bir şey yaptı: Hizmetini güzelleştirdi. Bu da Cenab-ı Hakk'ın özel bazı lütufları için bir çekim oluşturdu.
Sayfa 102
Reklam
Yaratılıştan maksat yalnızca insanın imtihan edilmesi olsaydı böyle geniş bir kainata, nimetlerde bunca renklilik ve çeşitliliğe gerek olmazdı.
Sayfa 96
Kader bilgisi insana öncelikle ilmi değil, ahlaki bir problemi çözmek için, insanı kibir gibi hastalıklardan uzak tutmak ve kötülük yapan insanın sorumluluktan kaçmasını engellemek için bildirilmiştir.
Sayfa 86

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Elhasıl, bir insanın hayatının bütününün ezeli ilmin şimdisine sığmasına "o insanın kaderi" denir.
Sayfa 82
Kaderin ezelde yazılmasına ilişkin
İşin başında bilinmesi gerekir ki "ezel", geçmişi ifade etmez. Bu sebeple de "Kader. en azından geçmişte yazılmıştır." düşüncesinin gözden geçirilmesi lazımdır. Kader, evet, ezelde yazılmıştır ama "ezel" geçmişi de geleceği de şimdiyi de kapsayan zaman üstü bir noktadır.
Sayfa 80
Reklam
Konu, insanın tercihleri olduğunda kader, yapılacak tercihleri belirleyen değil, o özgür tercihleri önceden bilen bir bilgidir.
Sayfa 76
"İnsanın kaderi" dendiğinde ilahi kudretten bahsediliyor olsaydı kader, "bir yaptırma tecellisi" olarak yorumlanabilirdi. Oysa "insanın kaderi konusu", ilahi kudret ve iradeyle değil, ilahi ilimle(bilmeyle) ilişkili bir konudur.
Sayfa 76
Tüm manevi hastalıklarını çözemeden, onların farkında bile olmadan kabre girmiş milyarlarca insan olmuştur.
Sayfa 72
Oysa insan bedeninde ortaya çıkan bir hastalığın şifası için aylarca, yıllarca emek harcar, bu uğurda hiç zahmet ve masraftan kaçınmaz. Gelgelelim, manevi(ruhsal) büyük bir hastalığının çözümü için atabileceği ufak bir adımdan yüksünür.
Sayfa 72
Ayna, kendisine yansıtılan şeyleri sahiplenemez. Onları göstermekle övünemez. Aynaya yansıtılan ne olursa olsun, aynadan bağımsızdır. Ayna, kendisine yansıyan güzelliklerin sahibi ve kaynağı değildir. İnsandaki ene aynasına da bazı ilahi isim ve sıfatlar yansır. Fakat bu vasıflar insana ait değildir.
Sayfa 66
Reklam
okumak, yazmak ve yaşamak üzerine - Schopenhauer
İnsan diğer canlılarda olduğu gibi doğduğunda bir ve bütün, derli toplu haldedir. O bütünlükte bir parçalanma yoktur. Bu bütünlüktür onu o zayıf halinde yaşatan... Zaman gelince o bütünün içinden kendisini çıkarır ve ona "ben" adını koyar. Böylece kendisiyle varlıklar arasındaki ilk yarılma meydana gelir. Bu yarık, "ben" dediği şeyi terbiye ederek o bütünle uyumlu hale getirinceye kadar kapanmaz.
Sayfa 65
İnsan, kendisini bir şeylere sahipmiş gibi hisseder.
Sayfa 63
Kadim Felsefe-Aldous Huxley
Ancak "ben", "beni" ve "benim" ile meşguliyetimizden kurtulduğumuz zaman, içinde yaşadığımız dünyaya gerçek anlamda sahip olabiliriz.
Sayfa 62
1.427 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.