Sevgili Venom – Parker S. Huntington
#okudumbitti
Puanım:5/5
"Bence bu kitabı seveceksin. Üzüntü, öfke ve memnuniyetsizlikle alakalı. Bizimle alakalı."
.
Gözyaşları yasın dilidir. Ve yas da sevginin dilidir.
.
Selam, bu yorumu yazarken hala ağlıyorum. Beni başından beri ağlattı. Gözlerim buğulu, yanımda peçetemle acı çekerek okumaya devam ettim. Kelimelerim bu kitabı yorumlamak için çok yetersiz. Çok kuvvetsiz, çok anlamsız.
Kellan benim kalbimin hep bir parçası olarak kalacak. Okuyup bitirdikten sonra sahile gidip denize baktım. Önce kahkaha attım sonra da hüngür hüngür ağlamaya başladım. Yazarına sormak istiyorum. Gerçekten ne yaşadın? Neydi başına gelen?
Kellan gibi bir karakteri yazmak, böyle bir travmayı yazmak, ne yaşattı bu hayat sana? Tate ve Charlie'nin paylaştıkları acı ve mutluluk muhteşemdi. Her anını, her cümlesini içimde hissettim.
Kitap için yapabileceğim tek şey; ağlamak.
Kellan için,
Tate için,
Charlie için,
Terry için,
Leah için,
Gidip sahile hüngür hüngür ağlamak istiyorum.
Beklediğimden yavaş ilerleyen bir kitaptı. Özellikle filmimini kıyasla. Bella bu kitapta bir eş, bir arkadaş, bir kardeş, bir evlat ve en önemlisi bir anne oldu. Aldığı nefrete rağmen hiç de fena olmadı. Hâlâ çok güçlü bir karakter değil, olay örgüsü eksik ama önceki kitaplara kıyasla övgüyü hak ediyor.
Kitabın üçüncü bölümünden gerçekten keyif
Edward ve Bella’nın ilişkisini sevmiyorum. Kurtlar kesinlikle kitabın yıldızıydı. Bir önceki kitapta ise Volturi’ler yıldızdı. Jacob her zamanki gibi kitabı iyi yönde yönetti. O veya sürü ile ilgili herhangi bir şey beni okumaya teşvik etti. Kabilenin tarihini okumak bana zevk veriyor. her kitapta ana karakterlerin daha da işe yaramaz hale gelmesi çok komik. Bella şu ana kadar yararlı hiçbir şey yapmıyor aksine hep sorun çekiyor. Ciddiyim bella biraz mantıklı ol!! Şu ana kadar ulaştığımız tek sonuç Bella’nın hayatını Edward için feda edeceği. Aile değil, arkadaşlar değil, değer verdiği herkes içinden Edward daha fazlasını hak ediyor gibi görünüyor.
Yazarın mahvettiği bir diğer karakter ise Alice! Doğum günü, mezuniyet, düğün. Birinin Alic’e artık kendi hayatı hakkında endişelenmesi gerektiğini söylemesi gerekiyordu. Edward’ın Alice’e bella kaçırması ve onu en yakın arkadaşı ile görüşmesini engellemesi için bir arabayla rüşvet vermesi peki?! Edward sen Bella’nın babası değilsin. Kız Edward’dan izin almadan doğrudan nefes bile alamaz oldu. Bu kontrolü gerçekten normal seviyeye indirmesi gerekiyor.
Jacob çok tatlı bir köpek yavrusu. Sam, Paul, Quill, Seth, Leah ve Embry’de öyle. İtiraf ediyorum sevimli kurtlar olmasaydı puanım 4-5 arası olacakken 7’ye onlar çıkarttı. Söyleyecek başka bir şey yok.
Alıntılar;
“Çok yakında döneceğim, beni özlemeye vaktin bile olmayacak. Kalbime iyi bak, seninle birlikte bıraktım.“
Savaşma arzusu Y kromozomunu tanımlayan bir özellik olsa gerek. Hepsi aynıydı.
Canavarlar, canavarca davranışlarının sonucunda oluşurlar.
ilk kitap iyiyken bunu nasil bu kadar IGRENC yazabildi anlamadim. cok cok sacmaydi oncelikle abby'le arkadas degildik yakin bile degildik demisti sonra birden anilarini anlatmaya basladi??? VE en yakin arkadasinizin - ki ilk kitapta en yakin arkadasindan da hoslaniyordu- eski sevgilisiyle sevgili olmak IGRENC bir sey. USTELIK arkadasinin ne kadae uzuldugunu bile bile. ama zaten okurlar leahxabby yakistirdigi icin yazmis ve bu belli oluyor cunku igrenc ve saçma. escinsel karakter yazmak istiyorsa yeni bir karakter ekleyerek bunu yapabilirdi??? ve nick niye ucubeye donustu uzuldum cocuga. ayrica hayir escinsel olmalari yaptiklari seyin igrencligini azaltmiyor.
bu kitabi neden okudum bilmiyorum ama zaten kisacik hemen bitti. simon'un gereksiz kaprisleri olmasaydi daha guzel olabilirdi. bir de leah'i cok iyi anliyorum ve ona cok uzuluyorum
''Mekanik kalbimin her atışı sadece amaçsız bir sessizlik yaratıyor ve bana ne kadar bomboş olduğumu hatırlatıyordu. Her bir atış, bir delikti sanki.
Senin mektupların kalbimin atışlarını ayarlayan bir başka aygıt olmuştu benim için. Boşluklarla savaşan bir dövme gibiydi. Her bir lanet olası sözcük varlığıma bir anlam katıyordu. Orada her zaman bir anlam olduğunu hatırlatıyordu. O deliklerin bile aslında birer hayat işareti olduğunu söylüyordu bana.''