Yaşıyorum hala, orda bir yerde.
Kaf dağından uzak, büyülü nehrin oralarda.
Ormanın kalbinde bir yerde,
Bir ben var yaşıyor hala.
Pamuk Prenses’in üvey annesi,
İyi biri olsaymış eğer,
Belki kuşların dostu değil, onlardan biri olurdu.
Prens hiç yaşamasaydı eğer,
Bir masal daha son bulurdu.
Kül Kedisi’nin ayakkabıları olmasaydı camdan.
Özgürce uçamazdı belki.
Ama prenses olmaya devam ederdi o kesin.
Çünkü onu prenses yapan başındaki taç değil,
Yüreğindeki sevgiydi, kötülere duyduğu merhametti onu prenses yapan.
Ayakkabısı kırılmasaydı eğer, tek fark prensi olmayacaktı.
Ama zaten onu prenses yapan şey ne kralın kızı, ne de prensin eşi olmasıydı.
Bir insanı prens ya da prenses -veya her ne derseniz- yapan kalbidir. Kalbinin içindekidir.