Kimsenin ölümü. Çinli şair Li Po'nunki kadar güzel olamaz.
Li Po sandaldaydı. Yeterince içmişti. Hava açıktı. Gün açığı degil de, ay açığı bir gece.
Li Po, ayın sudaki görüntüsünü bütünüyle kucaklamak istedi. Bunun için suya sarktı.
Kollarını gepgeniş açarak daha da sarktı.
Şarap gibi sözcükler, kan gibi sözcükler, eski ölü aşkların ağızlarından dökülen sözcükler.
mermi gibi sözcükler, arı gibi sözcükler, iyilerin ölmesine ve kötülerin yaşamasına dair sözcükler.
üstüne gömlek geçirmek gibi sözcükler.
çiçek ve kurt ve örümcek ve aç köpek gibi sözcükler.
sayfayı olanaksız bir dağı tırmanmaya çalışan parmaklar gibi kavrayan benim sözcüklerim gibi sözcükler
midende öfkeden kuduran bir kaplan varmış gibi sözcükler.
ayakkabılarımı giyiyorum gibi sözcükler.
duvarları yangın ve deprem gibi sallayan sözcükler.
gençlik günleri güzeldi, orta yaş günleri daha güzel, şimdi en güzeli.
Sözcükler beni sever. beni seçtiler, beni sürüden ayırdılar.
Li Po gibi ağlıyor Artaud gibi gülüyor Chinaski gibi yazıyorum.
Traşsız, dişler sararmış, şortum ve sigara delikleriyle kaplı fanilamla terlerken F. Scott ya da Faulkner hatta kankam Turgenyev'den daha iyi olduğumdan emindim. ah, Céline ya da Li Po kadar iyi değildim, fakat kendime inanıyordum, içimde 3 düzine ölümlüden daha çok ateş vardı.
ve tuşları örseledim ve sizin uzak duracağınız kadınlarla yaşadım, o ölgün gözlere aşkı geri getirdim vanilya fareler yatağımızın altında uyurken. açlık çektim, açlık çektim ve yazdım ve çok sevdim, elimi ağzıma sokup damaklarımdan çürük diş çekerdim ve gülerdim ret mektupları neredeyse onları gönderdiğim hızla geri gelirken, kendimi barikulade hissediyordum, güneşin bir parçası benimmiş gibi, geçmiş yüzyılların bütün o çılgın klasik müziklerini dinledim, Mozart, Verdi ve geçmişte acı çekmiş diğerlerine yakınlık duydum,
işler iyice kötüye gitmeye başladığında Van Gogh'u ve kulağını ve hatta bazen silahını düşündüm, kendimi elimden geldiğince neşelendirmeye çalıştım. ve Tanrım ne kadar inceldim
Bankerlikle ilgili olarak 10. ve 11. asırlarda lrak'ta devlete yüklü borçlar verebilen Yahudi bankerlerin listesi oldukça et kileyicidir. Fischel, kitabında konuyla ilgili önemli bilgiler vermektedir. Bkz. Walter Fischel, Jews in the Economic and Po litical Life of Medieval Islam, London 1937. Fischel haklı olarak X. asırda vezirlerini on beş kez değiştiren bir halifenin, sarayın Yahudi bankerini neredeyse saltanatının başından beri hiç değiştirmediğine vurgu yapar (Bu durum 1920'li yıllarda Irak'ta Hezekiel Sassoon'un değişik kabinelerde maliye bakanlığı yapmasını hatırlatmaktadır)
Çinin en büyük kadın şairi
Li Ch'ing-Chao,
Li Po ırmağının bir koluymuş gibi
Ölüme ayak direyen şiirlerinin çoğunu
Kocasının ölümünden sonra yazmış;
Çünkü bahçelerden mezarlığa yaz kış
Tabut tabut çiçek taşındığının
Ancak o zaman farkına varmış.
"Hûn nikarin evînek mîna ku hûn ji destpêkê ve pirtûkek bixwînin an dîsa li fîlimek temaşe bikin vejînin."
Veger bi yewnanî tê wateya nostos. Algos tê wateya xemgîniyê. Bi gotineke din, nostaljî xemgîniyek e ku ji xwestekek vegerê pêk nayê.
"Nezanin" ku navê wê yê orjînal Lignorance bi fransî hatiye nivîsandin, ji fransî hatiye wergerandin kurdî û yek ji berhemên girîng ên Milan Kundera ye. Nezanin jî ji ber wê yekê girîng e ku ew yekemîn pirtûka Milan Kundera ye ku bi kurdî hatiye wergerandin. Nivîskar Milan Kundera, bi taybetî di dîzaynên bergê de, di pêvajoya wergerandina pirtûkê bo kurdî de cih girt. Milan Kundera ku yek ji nivîskarên mezin ên serdema me tê hesibandin, di dawiya sedsala 20an de yek ji mijarên girîng ên mirovatiyê yên wekî sirgûnî, biçûkxistin û hesreta welêt bi vê romanê ve mijûl dibe. Ev mijar di hunera romanê de jî mijareke bingehîn e û ji ber wê jî Milan Kundera9 çîroka lehengê romana xwe bi Ulyssesê Homeros ve girêdide, ku xwediyê şahesereke edebî ye. Pirtûka Nezanîn (Nezanin) ne tenê roman e; Di heman demê de çîroka8 mirovên ku şer jiyane û hatine talankirin e, ji ber van sedeman ji xwe dûr ketine û ji mirovahiyê dûr ketine. Milan Kundera piştî Ronahîya Bêbext a Hebûnê, careke din xwendevanên xwe dikişîne nav mirovên serdema me û bi pirtûka xwe ya Nezanînê (Nezanin) xwe dide famkirin. Kundera jî bi hostatiya xwe ya vegotin û şîrovekirinê dersek mezin dide romanê.