Eski ve yeni
Taşkent’te, Özbekistan’da 1990’ların başından itibaren yaşayan ve ticaret yapan bir dostumuzla sohbet ediyorduk. Eskiyle yeniyi kıyaslamasını istedim. Sovyetler Birliği şemsiyesi altından yeni çıkmış ve o dönemin kodlarına göre programlanmış bir ülkeyle, bugünün daha modern ve özgür Özbekistan’ını karşılaştırdığında, şu tespitleri yaptı: “Eskiden
Tarih Geçmişin Hasar Tespit Raporudur
Seçmenin de, seçmen olmanın da bir ahlakı var. Seçmen üst akıl olmayı başarırsa ahlakını da yaşatır. Sömürgeyi kendine üst akıl olarak seçen toplumlarda bir ahlak yoktur. Sömürge lehine her çabanın kusursuz işlediği bir çağda yaşamak bıktırdı bizi. Oysa yaşam kusursuz olmama çabası içinde huzur ve mutlulukl üretir. Yoğurt kaplarına
Reklam
1- Filistin İçin Bin Genç Kim? twitter.com/SennAbdulkadir/... Toparlanın size büyük bir provokasyon ve dezenformasyon kampanyasının hikayesini anlatayım. Filistin eylemleri/tepkileri maalesef çeşitli illetlerle malül. İsraille hala devam eden ticareti eleştirenler devleti
Dahi Diktatör 9
Kitabı okurken çok fazla not almışım. Nereden bulaştım dedirtecek kadar kötüler. Açmak gerekiyor; unutmayayım istiyorum, buraya bırakayım. Dahi Diktatör’ün dahi olan kısmına ise hiç dokunmadan Atatürk’ün kendi nasihatine uyarak gülüp geçiyorum. Yoksa bu acayip zihinle uzayıp gitmek gerekiyor. Alt okumalar var ki; ikna etmek ve diktatör kelimesinin
.... Medyaya nasıl direnilir? Enformasyon, pazarlama, haber, reklamcılık, iletişim, kampanya, kamuoyu… Her şeyden önce bu sözcükleri bizzat medyanın günlük hayatımıza, ekonomik-siyasi ve toplumsal retoriğimize dahil etmiş olduğunu hatırlatmakta yarar var. Genel yönelim, bu sözcüklerin herbirine yüklenen “olumlu” anlamın mutlaklığına duyulan
Ulus-devlet esas olarak askeri bir sistemdir. Tüm ulus-devletler içte ve dışta çok acımasız, çeşitli,uzun süreli, değişik biçimde gerçekleştirilen savaşların ürünüdür. Savaşların ürünü olmayan tek bir ulus-devlet düşünülemez. Sadece kuruluş aşamasında değil, hatta ondan daha fazlası kurumlaşma ve çözülme dönemlerinde ulus-devlet tüm toplumu içten ve dıştan militarist (askeri) bir zırhla kaplar.Toplum tümüyle askerileşir. İktidar ve devletin sivil idare denen kurumları esas olarak bu askeri zırhı örten perde durumundadır. Burjuva demokrasileri denen aygıtlar ise, daha da ileri gidip demokrasi cilası ile bu militarist yapılanma ve zihniyeti örtbas ederek, liberal demokrat bir toplumsal sistemin yürürlükte olduğu propagandasını yükümlenir. Modernite yönetiminin bu yaman çelişkisini çözümlemeden, herhangi doğru bir siyasallaşma ve demokratik siyaset yapma olgusundan bahsetmek mümkün değildir. Asker-millet denilen olgu budur. Bu, dört yüz yıldır inşa edilen tüm ulus-devletler için geçerlibir olgudur. Tüm toplumsal sorunlar, bunalımlar ve çürümelerin altında bu gerçeklik yatar. Çözüm olarak dayatılan ve sıkça tekrarlanan her tür (darbeli, darbesiz, askeri, sivil faşizmler) faşist iktidar uygulamaları ulus-devletin doğası gereğidir; onun biçimsel ifadesinin en özgün halidir.
Reklam
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.