libraryoffairy

"Seninle burada olmak çok garip. Seni çok az tanıyorum. Ama... sanki aynı kişiymişiz de iki farklı dünyada doğmuşuz gibi hissediyorum."
Sayfa 313 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ama hepsinden çok, saygı ve güvenden çok, Elizabeth'in içinde göz ardı edemeyeceği bir iyi niyet duygusu vardı. Minnettarlıktı bu... Onu bir kez sevdiği için minnettarlık değil sadece, ama onu reddetme tarzındaki tüm kabalığı ve huysuzluğu ve bunlara eşlik eden tüm haksız suçlamaları affedecek kadar sevdiği için minnettarlık. Onu en büyük düşmanı görüp ondan kaçması gerekirken rastlantı eseri karşılaştıklarında arkadaşlığını korumada istekli davranmış, ilgisini onunla sınırlama nezaketsizliği yapmaksızın arkadaşlarının da kalbini kazanmaya çalışmış ve onu kız kardeşiyle tanıştırmaya karar vermişti.
Sayfa 268 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sana ihtiyacın olan her şeyi vereceğim, diye karar verdi Angrboda o zaman. Ne de olsa yüreğimi bana geri verdin.
Sayfa 51 - İthaki YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ya sen ölecektin ya da o," dedi Arin hafifçe. "Bir tercih yapmak zorundaydın." Kestrel'in bakışları, altındaki ıslak çimenlere, sarılı bandaja kaydı. Geçmişini düşündü. Bütün hayatını. "Daha iyi seçenekler istiyorum." "O zaman o seçeneklere sahip olacağımız bir dünya yaratmalıyız."
Sayfa 296 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Roshar sırtüstü yatıyordu, boynunun çukurunu, bağlı duran kamp yatağı destekliyordu. Pipo içiyordu. "Düşünüyordum." "Yüce tanrılar aşkına." "Aklıma, resmi bir rütben olmadığı ve, Prens'in olarak sana bir rütbe verebileceğim geldi." Arin'in bilmediği Doğu dilinde bir kelime söyledi. "Evet? Uyar mı?" "Duruma göre değişir." "Hangi duruma göre?" "O kelimenin gerçek bir askeri rütbeymiş gibi numara yaptığın korkunç bir hakaret olup olmamasına göre." "Ne güvensizlik! Arin, sana bildiğim bütün küfürleri öğrettim." "Tam da böyle bir zaman için birkaç tanesini ayırdığına eminim."
Sayfa 221 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kestrel duygusuzca, "Çok aptal birine benziyorum," dedi. "Hayatımı kurtaran kişiye benziyorsun." Sarsine üç parmağıyla Kestrel'in elinin üstüne dokundu. Kestrel bu hareketin ne anlama geldiğini hatırladı. Bunun bilgisi içinde çözülüverdi. Hareket Herraniler'indi. Minnettarlık veya özür ya da ikisini birden karşılıyordu. Bol elbisesini çekiştirdi. Düşünceleri telaşla dönüp duruyordu. Gözkapakları ağırdı, düşüyordu. Eski halini hayal etmeye çalıştı. Düşman. Esir. Arkadaş? Birinin kızı. Casus. Yeniden esir. "Şimdi neyim?" Sarsine, Kestrel'in ellerini tuttu. "Hangisi olmak istiyorsan."
Sayfa 128 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
"Yüzündeki o aptal ifadeyle değil." Nick kaşlarını çattı. "Hangi aptal ifade?" "Onu göreceğini bildiğin zaman yüzünü tamamen değiştiren o ifade. Şey gibi bek..." "Beklenti mi?" Nick onun sözünü tamamladı. "Riley senin için Noel sabahı gibi bir şey." (...) "Burt'ün yüzündeki ifadeyi görüyor musun?" diye sordu Brian. Burt heyecandan deliye dönmüş gibi görünüyordu ve aşırı derecede hevesliydi. Dili ağzının köşesinden sarkmış, kulakları dikilmiş, alnı kırışmıştı. "İşte sen de böyle görünüyorsun." "Brian amcan saçmalıyor," dedi Nick köpeğe.
Sayfa 306 - Martı YayınlarıKitabı okudu
"Normal olmak için bu kadar çok çabalarken gerçekten önemli olanı unutuyorsun." "Gerçekten önemli olan neymiş?" diye sordu Riley hafifçe soluğu kesilerek. "Hayal et bakalım. Ölüm döşeğindesin." Nasıl ve ne zaman öleceğini yanlışlıkla öğrenmemek için, gerçekten gözünde canlandırmaması daha iyi olurdu. "Ne pişmanlığın olurdu? Daha fazla insanı ne kadar normal olduğuna ikna etmediğin mi yoksa bunun gibi anları daha fazla yaşamadığın mı?"
Sayfa 199 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Alis elimi sıktı. "Kan yakutu olsun olmasın, Yaz Sarayı'nda her zaman bir dostun olacak." Boğazım düğümlendi. "Senin de benim sarayımda her zaman bir dostun olacak," diye söz verdim. Hangi saraydan bahsettiğimi biliyordu. Ve bundan ürkmüşe benzemiyordu.
Sayfa 92 - DEX KitapKitabı okudu
"İnsanlar sana sadece senin kendine davrandığın gibi davranır."
Sayfa 137 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çok uzaklaşmıştı onlardan. Onunla bu gençler arasında, devasa bir uçurumun ağzı gibi açılmış binlerce kitap vardı. Kendini bu çocuklardan sürgün etmişti. Bilginin o engin dünyasında, artık evine dönemeyecek kadar ilerilere uzanmıştı.
Sayfa 424 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Para, o anda alabileceği şeyler dışında hiçbir şey ifade etmiyordu. Haritasız ve dümensiz kalmış, gideceği limanı olmayan bir gemiydi. Kendini akıntıya bırakıp sürüklenmek, en azından hareket etmek, hayatta kalmak demekti ki içini acıtan şey de zaten buydu; yaşamak.
Sayfa 408 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ait olduğu yeri bulamamıştı çünkü. Kendini bulduğu her yere uyum sağlamış, işte ve eğlencede iyi olması sebebiyle, hakları için savaşma ve karşısındakinde saygı uyandırma isteği ve yeteneği sayesinde her zaman ve her yerde sevilen biri olmuştu. Ama hiçbir yere kök salamamıştı. Etrafındakileri memnun edecek kadar uyum sağlamış ama kendisi tatmin olamamıştı. Her zaman bir huzursuzluk hissiyle altüst olmuş, daima ötelerden gelen bir çağrıyı duymuş, kitapları, sanatı ve aşkı bulduğu ana kadar hep dolaşmış ve aramıştı.
Sayfa 276 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Güzelliği şöhretten daha çok sevdiğini ve şöhret kazanmayı arzu etmesinin, büyük oranda Ruth'tan kaynaklandığını keşfetmişti. Zaten içindeki şöhret arzusunun bu kadar güçlü olmasının nedeni de oydu. Dünyanın gözünde büyük olmak, kendi deyimiyle her şeyi "iyi etmek" istiyordu ki sevdiği kadın gurur duysun ve ona değer versin.
Sayfa 221 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Gerçekten de Akhilleus'u tanımayacağımı mı zannetmişti? Onu yalnızca dokunarak, yalnızca koklayarak bile tanırdım; kör olsam bile nefeslerinden, ayaklarının yere vuruşundan tanırdım. Ölmüş olsam bile, dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu.
Sayfa 124 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.