oğlunuzu öldürdüğünüz halde yaşadığını öğrenirseniz ne yapardınız?
David Burroughs, üç yaşındaki oğlunu öldürmekle suçlanıp bu suçu üstlenmiş bir baba olarak müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır ve beş yıldır hapistedir. Yaşadığı ağır travma ve o geceye dair zihnindeki büyük boşluklar nedeniyle, kimseyle görüşmek istemez; tamamen içine kapanmış, geçmişinin gölgelerinde kaybolmuştur. Ancak bir gün, eski eşinin kız kardeşi Rachel onu ziyarete gelir ve David’in dünyası, getirdiği bir fotoğrafla altüst olur. Fotoğrafta yandan çekilmiş bir çocuk vardır ve bu çocuk, David’in beş yıl önce kaybettiği oğluna, Matthew’a, fazlasıyla benzemektedir. 'Acaba Matthew yaşıyor mu?' düşüncesiyle harekete geçen David, artık tek bir amaca sahiptir: Oğluna kavuşmak. Bu büyük inançla hapishaneden kaçma planları yapmaya başlar; çünkü eğer o çocuk Matthew ise, her şeyin asıl yüzünü öğrenmeli ve oğlunu bulmak için her yolu denemelidir.
Bu kitap, yazarın kalemiyle tanıştığım ilk eser oldu ve kendisiyle tanışmak için neden bu kadar beklediğimi sorgulayıp duruyorum! Harlan Coben’in kalemi gerçekten olağanüstü; her bir cümlede gerilimi iliklerinize kadar hissettiriyor. Sayfaları çevirirken adeta hikayenin içine çekildim ve kendimi karakterlerle birlikte olayların içinde buldum. Her bir dönemeç, gerilimi daha da yükseltiyor, insanı sarsan sürprizlerle dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Gerilim ve gizem dolu hikayeleri seven arkadaşlara bu kitabı mutlaka öneririm; kaçırmayın, çünkü bu eseri elinizden bırakamayacaksınız!