Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serkan mumcu

Serkan mumcu
@lider19
Aileme,Galatasaray’a ve kitaplara aşığım.
İlahi düzen senin doğru yada yanlış yaptığınla ilgilenmez,sadece yöneldiğin ve odaklandığın şeyle seni buluşturmak ister.İyi ya da kötü doğru ya da yanlış fark etmez.
Sayfa 21 - destekKitabı okudu
Reklam
Mutluluğu araman zihninin sana en büyük oyunu.Mutluluğu arama,bırak kendin ol!Samimi içten ol.Elalem ne der demekten vazgeç!
Sayfa 33 - logosKitabı okudu
Cemal Paşa harap Anadolu topraklarını gördükçe – “Keşke vazifem buralarda olsaydı, keşke o altın sağanağı ve enerji fırtınası, bu durgun, boş ve terk edilmiş vatan parçası üstünden geçseydi. Anadolu hepimize hınç ve güvensizlikle bakıyordu. Yüz binlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya şimdi kendimiz pişmanlığımızı getiriyoruz. Kumar oynadık ve kaybettik” diye düşünmektedir. – Paşam bu harbe niçin girdik? Sorusuna verdiği cevap ise: – Aylık vermemek için! Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik,
pozitif yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çocukların büyük adamlar gibi gizli dertleri,ehemmiyetle sakladıkları izzetinefis yaraları vardı.. Hayatta kendini aldanmış gören insan,sükuta mahkûm demektir.
Remzi kitabeviKitabı okudu
'Kararlar doğru veya yanlış değildir. Kararlar karardır. Sen, sana göre en iyisini seç.'
Reklam
Sanki, bu alem bana küs ve ben ona dargın gibiyim. Hem, bu Anadolu peyzajlarının dili yok. İstanbul’da her taraf konuşur. Her taraf, size bir şey söyler. Sanki, taşı toprağı canlı gibidir.” “Buraların da bir dili vardır ama, biz anlayamıyoruz.” Ben inkılâbı hiçbir zaman, hayatın dış şekillerini değiştirmek manasına almadım. Hele, bir konfor ihtiyacı, bir konfor’a eriş cehti manasına hiç alamıyorum. Genç adam, yarım saat evvel “aksa-yı garp”ta [uzakbatı] idi. Şimdi, tam Asya’nın, bir ortaçağ Asyası’nın göbeğindedir. Bu kadar ivicaçlı [eğri büğrü, engebeli] bir cemiyet içinde doğru yolu nasıl bulmalı? Bu mevlûda gidenler mi haklıdır, o salonda dans edenler mi? Doğrusu, Neşet Sabit, kendisini ne onlardan, ne bunlardan addedebiliyordu. Onun millî idealine göre vücut bulması lazım gelen yeni Türk cemiyetinin üslûbu ne bu kerpiç duvarlar arasında bir örümcek gibi yaşayanlardan, ne de iğreti bir dekor içinde kurulmuş kuklalar gibi zıplayanlardan örnek alabilirdi.
Sayfa 76123 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Geçmişte yaşadığım tüm zor durumların üstesinden,umudum ve azmim sayesinde geldim.Bu iki özelliğim olmasaydı asla başarılı olamazdım.Gençlere şunu söylemek istiyorum:İşler zor gidiyor ya da yolunda gitmiyorsa sakin olun.Vazgeçmek yerine azmederseniz zorlukları atlatırsınız.Azimli ve umutlu olmayıp vazgeçerseniz,daha az mutlu olursunuz.
Sayfa 130 - Beyaz BalinaKitabı okudu
Tüketim
Bütün çağlarda ,aristokrat sınıflar da mutlak üstünlüklerini wasteful ecpenditure’le (FAYDASIZ MÜSRİFLİK)teyit etmişlerdir. Adliye haberlerinin acımasız yalancılığının günlük hayatın dinginliğini yücelttiğini görürüz. Aile çöküyor mu? Aile Yüceltilir.Çocuklar artık çocuk değil mi ?çocuk kutsanır.Yaşlılar yalnız mı devre dışı mı kalmışlar ?Hep birlikte yaşlılara acınır.Gerçek imkanların cılızlaştığı ve giderek bir yandan denetim,bir yandan da kentsel,mesleki,bürokratik zorlamalarla sıkılaştığı ölçüde beden yüceltilir
Sayfa 420122 - AyrıntıKitabı okudu
Büyükanne,anlamadığı bir şeyi seçemeyeceğini söyledi.İnsanları ve Tanrı’yı anlamazsan ne insanları ne Tanrı’yı sevebilirsin. Beden aklını açgözlü ya da hırslı olmak için kullanır,onunla her zaman insanları kandırır ve onlardan nasıl maddi çıkar sağlayacağını düşünürsem ruh aklını bir cevizden daha büyük olmayan bir boyuta düşüreceğimi söyledi. Ölü insanlar dedi,insanlara baktıklarında kötüden başka birşey görmezler.Ağaca baktıklarında kereste ve çıkardan başka birşey görmezler;hiçbir zaman güzellik görmezler.İşte onlar yürüyen ölü insanlardır.
Sayfa 527778 - Say YayınlarıKitabı okudu
Dediğim gibi birincisi nitelikli bilgi.İkincisi:Onu hazmetmek için gerekli serbest zaman.Üçüncüsü de:ilk ikisinin karşılıklı etkileşimden öğrendiklerimizde temellenen eylemlerde bulunma hakkımız.
Sayfa 107 - ithaki yayınları,Kitabı okudu
Reklam
Issız yerler iyi değildir,derdi.Çünkü kendi payı olan o küçük ruh parçası,diğer ruhların arasında olmadıkça,bütünün yanında olmadıkça hiçbir işe yaramıyormuş
Sayfa 512 - CasyKitabı okudu
Kral soruyor ; sen kim oluyorsunda sana tekne vereyim,sen kim oluyorsun ki bana tekne vermiyeceksin,ben bu krallığın kralıyım ve krallıkta ki tüm tekneler bana aittir.Bu gidişle onlar sana ait değil sen onlara ait olacaksın.Ne demek istiyorsun diye sormuş kral,huzursuzca,tekneler olmasa sen bir hiçsin,oysa tekneler sen yokken de varlar.
Sayfa 17 - Kırmızı KediKitabı okudu
Bu dünya da insanların korktuğu tek şey öğrenmekti.Acıyı,susuzluğu,açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykusunu kaçırıyor,bu yüzden daha rahat döşeklere ,daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı.Dünya ya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki altın ve gümüşten,zevk ve safadan,lezzet ve şehvetten bir alem kurup,keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.
Sayfa 90 - iletişimKitabı okudu
nitelikte: “…Birisiyle konuşsam, bir şey yapsam, türlü konularda söze karışsam gönlüm başka yerde oluyordu, aklım başka yerde, ve ayıplıyordum kendimi. Dağılan, çözülen bir kitleydim ben. Sanki ben hep böyleydim, böyle de kalacağım: acayip, biçimsiz bir karışım…”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
McDonald’s nedir? Basit, işlevsel, modüler yiyecekler; parlak renklerle düzenlenmiş ışıltılı mekânlar; birörnek giysili, genç, neşeli çalışanlar; mama sandalyesine kadar her türlü ayrıntının düşünüldüğü tertemiz aile ortamları... “fast-food”un adı haline gelmiş bir ticari marka...
Sayfa 15 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
VİTRİN
1980 lerin belirgin özelliklerinden biri de geçmişe duyulan özlemdir.Simmel yabancıyı bugün gelir,yarın kalır olarak tanımlamıştır.70’lerin politik ortamında özel hayattan kaynaklanan farklılıkların,birbirini budamadan,birbirini zenginleştirerek bulabileceği ortalamaya teslim olmadan ortaklaşabileceğimizi anlatır
Sayfa 67 - MetisKitabı okudu