kelimeleri okuyamayan kitap hırsızıydı.
ama inanın bana, kelimeler yoldaydı ve geldiklerinde, Liesel onlara bulut gibi ellerle tutunup, yağmur gibi sularını sıkacaktı.
Böylesine güzel böylesine hoş bir dille yazılmış romanı okumaktan şeref duydum. Liesel, mükemmel bir kız. tekrar tekrar okumak isterim.(tıpkı liesel gibi )
Kitap HırsızıMarkus Zusak · Martı Kitabevi · 201212,7bin okunma
"Baba!" diye fısıldadı Liesel. "Gözlerim yok."
Babası Liesel'in saçlarını okşadı. Kız tuzağa düşmüştü. "Öyle bir gülümsemeyle," dedi Hans Hubermann, "gözlere ihtiyacın yok zaten."
TREN İSTASYONU: SAAT ON BEŞ
Vedaya saatler, dakikalar yoktu:
Babası, Liesel’e sarıldı. Bir şey, herhangi bir şey
söylemek için omzunun üzerinden konuştu.
“Akordeonuma iyi bakar mısın, Liesel? Onu yanıma
almamaya karar verdim.”
Gerçekte ne demek istediğini şimdi anlıyordu.
“Eğer başka saldırılar olursa, sığınakta kitap
okumaya devam et.”
Kız giderek büyüyen göğüs kafesini hissediyordu.
Kaburgalarının altı acıyordu. “Peki, baba.”
Gözlerinden birkaç milim ötede duran takım
elbisenin kumaşına baktı ve ona konuşur gibi
konuştu.
“Eve döndüğünde bize bir şey çalar mısın?”