“Dünya büyük bir geçiş evresinde. Kapitalizmin sonuna gelindi. Kapitalizm artık başka bir şeye evriliyor. Evrildiği nokta şimdilik küresel sosyalizm olarak tarif ediliyor.
Herkese vatandaşlık maaşı verilmesi meselesi (Universal Basic Income) dünyada gündeme getiriliyor. Yani evrensel temel gelir.
Bu tam anlamıyla sosyalizmin habercisi ama bildiğimiz anlamda bir sosyalizmden bahsedemeyiz.
Nasıl ki daha önce feodalizmden kapitalizme geçilirken dünyada birçok savaşlar yaşandıysa, şimdi çok daha hızlı bir süreçte ilerleyecek, başka deneyimler göreceğiz.”
“Mekanik bir çağdan dijital bir çağa geçiyoruz. Kaba kuvvetin bilgiye yenik düştüğünü göreceğiz. Bir matematik problemini güçlü silahlarla ve ordularla çözemezsiniz. Hepsi aciz kalır. Bunu ancak liyakat sahipleri yapabilirler. Ne var ki bu büyük tarihsel geçiş süreci çok da kolay olmayacak, sancılı olacak. Zaten tüm dünya bunun sancılarını yaşıyor şu an ve ne yazık ki bir süre daha devam edecek.”
Hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey, doğruları bilip yanlışları seçmek istemesi midir?
Belki ondan da kötüsü, yanlışları seçmek istediği halde doğruları seçmek zorunda kalmasıdır.
İnsan hep kendi kendine, nereye ait olduğunu soruyor. Bir köşecikte kendisine kurduğu dünyada, kaçırdığı sayısız yaşam parçacığını unutup ömrünü tüketiyor.
Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak ona sahip olmaktan daha zordur. Kitaplar, sanki asla geri dönemeyeceğimiz bir anın tanıkları gibi, bir ihtiyaç ve unutkanlık anlaşmasıyla tutunurlar insana.
Baba, sen gittin, seni tanıyamadım, kendimi yalnız hissediyorum, ben kendimi hep yalnız hissettim, herkesi kendimden uzak tutuyorum çünkü ben de herkes gibi salağın tekiyim. Kimse beni tanımıyor. Korkarım, yaşadığım sürece de tanımayacak.
Çalıların arasında, güneş yüzümü ısıtırken düşündüğüm şey, babamın ölmüş olduğu, ilelebet ölü kalacağı, aslında onu hiç tanımadığım ve annem öldüğünü söylediğinde pek bir şey hissetmediğimdi. Geceleyin ölmüştü. Aniden. Sessizce. Çalıların arasında yatarken, bu durum bütün ağırlığıyla içime çöküverdi. Çok acıklı. İnsan bir var, bir yok. Bir gün var, bir gün yok. İnsanın olabileceği ve sahiplenebileceği her şey ile -birdenbire- olamayacağı ve sahiplenemeyeceği her şey, çünkü insan son bir kez bir şeyler olduğu ya da son bir kez bir şeyleri sahiplendiği için sevimsiz bir durum.