Halime Şimşek

136 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Herkese merhaba, 1997 yapımı Okan Bayülgen ve Müjda Ar'ın başrollerini oynadığı film ile bilinse de metnin hakkettiği değeri görmediği kanısındayım. Metin Kaçan, bu metinde ülkemizin aslında görmezden geldiği gettolarında geziniyor. Toplum içinde toplum, dünya içerisinde yeni dünya düzeni kuranların arasında kurmacasını kaleme döküyor. Ülkemizde yeraltı edebiyatı üzerine çok yazan yazar yok ne yazık ki. Metin Kaçan burada Dolapdere'yi tasvir ederken toplumsal yozlaşmayı, dönemin siyasal ve kültürel özelliklerini jargon dil ile aktarıyor. Mahallenin yeni yetme gençleri ve Koleralılar adıyla sınıflandırdığı kişiler üzerinden homofobi, argo, madde bağımlılığı, şiddet, hayat kadınlığı, bozulan aile yapısı gibi konulara değiniyor. Görmezden gelinen, bunlar yokmuş gibi sayılan toplumsal kesime parmak basıyor da diyebiliriz. Ben severek okudum. Burada iyi karakterler yok. Güzel hikayeler değil tam aksine arka sokaklar diye tabir edilen yerlerin gerçekliğini yüze vuruyor. Yazarın hayatından birkaç bilgi vermek gerekirse ağır suçlar ile basına konu oluyor ve sonunda Boğaziçi köprüsünden atlayarak hayatına son veriyor. Keyifli okumalar dilerim.
Ağır Roman
Ağır RomanMetin Kaçan · Everest Yayınları · 20211,728 okunma
Reklam
188 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Herkese merhaba, Edebiyatı tutku, arzu ve hazla harmanlamak ve bunu dört karakter üzerinden metin içinde metinle kurgulayarak okura sunmak. Antoni Casas Ros'un zekası, dünyayı algılayış biçimini alışılagelmişin dışında. Onun dünyasında gezinmeyi seviyorum. Hepimizin bazen okurken ya bu son olmamış dediği olmuştur; işte bu kitap tamda bunun üzerine kurgulanmış. Bir edebiyat profesörü, yazar olmak isteyen bir öğrenci, yetenekli bir şair-katil ve sessizliği belkide en gürültülü halini yaşayan bir Japon kadını hayatın farklı noktalarında karşılaşarak bir araya gelip kitaplara yeni sonlar yazmak ister. Kendilerine de "Yatak Odası Filozofları" ismini uygun bulurlar. Her karaktere ayrı ayrı uğrarken yazar kendisini de bir başkasının gözünden kurguya dahil eder. Antoni Casas Ros kitaplarında otobiyografik ögelere yer vermekten kaçınmayan bir yazar. Kitabın herkese hitap etmediğini söylemem gerek. Yazarın dünyası çok başka. Queer edebiyattan esintilerde bulabilirsiniz, yeraltına ufak bir uğrama görebilirsiniz. Ama ben bu kadar açık seçik her şeyi direk söylemesini ayrıca seviyorum. Keyifli okumalar dilerim... "Bana göre haz şiddetten ayrılmazdı; gevşeklikten asla haz çıkmazdı." "Okumak, benim için, beni tıkanıklıktan kurtararak kelimelere bağlayan kolay bir yoldu." "Gerçekte birbirine benzer iki kitap yoktur, hatta önceden okunmuş bir kitap her yeni okumada bütünüyle yeni gelebilir." "Değişmeye, geçmişimi terk etmeye,dünyanın şiirsel gerçekliğine, şeylerin nesnel gerçekliğine geri dönmeye ve yörüngelerini tamamlama, atılıma son verme yönündeki yarı-tanrısal gücümü yitirmeye hazırım."
Enigma
EnigmaAntoni Casas Ros · Sel Yayıncılık · 2019544 okunma
146 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Herkese merhaba, Şili'nin belli bir siyasi sürecine ve bu süreçte halkta yaşananlara dair önce bir çocuğun gözünden sonra ise yetişkin olmuş bu çocuğun hem kendi iç dönüşümleri hem de çocukluğundaki bir birey ile geçmiş ve gelecek arasındaki değerlendirmeleri okuduğum güzel bir metin bu kitap. 1973 yılında yaşanan Şili Darbesi yönetiminde ve 1985 yılında yaşanan Şili depreminde çocuk olan karakterin ağzından başlıyor. Şili darbesi, dünya da seçimle başa gelmiş ilk sosyalist hükümetin General Pinochet tarafından askeri darbe ile devrilip 17 yıllık bir diktatörlük sürecidir. Peki bu süreci bir çocuk nasıl algılar? Tüm yaşanılanların dışında kalan bir ailenin çocuğu olmak yetişkinlikte o çocuğa ne hissettirir? "Eve dönmek" temasının altının böyle doldurulması beni çok etkiledi. Ve yazar bunları çok basit bir dille yapıyor. Okurken kurgu ve yazarın kendi hayatından bazı şeylerin iç içe geçtiğini düşündüm. Çünkü o çocukta büyüyünce yazar oluyor. Onun çocukluğundan yetişkinliğe geçişini çok severek okudum. Okumadan önce Şili tarihinin bu dönemine göz atmanızı öneririm. Zambra okumaya devam edeceğim. Herkese keyifli okumalar dilerim.
Eve Dönmenin Yolları
Eve Dönmenin YollarıAlejandro Zambra · Notos Kitap · 20211,628 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
8/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Herkese merhaba, Bir seri katil ile empati kurmak ne hissettiriyor? Bu kitapta tam olarak onu yaşıyorsunuz. Anlatmak istediği şeyin çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza isimli eserinde de aynı şeyi hissetmiştim. Bir komutan bir savaşta binlerce kişinin ölümüne sebebiyet verirken madalyalar ile bu durum kutlanırken sivil bir bireyin bir diğer bireyi katletmesi ise bazen ülke çapında bazen de dünya çapında infiale yol açıyor. Başkarakter Gim çok dürüst. Çıkarımları oldukça çarpıcı buldum ben. Friedrich Nietzsche'den bolca alıntı var kitapta. Yazar öyle cümleler kurmuş ki durup durup düşündüm okurken. Sonlara doğru giderken bazı yerlerde oidipus kompleksi ile bağdaştıran yanlar gördüm. Alt metni zengin bir kitap. Ülkemizde yayımlanan Şahsiyet dizisini de hatırlattı bana bu kitap. 25 yıldır cinayet işlememiş bir seri katilsiniz ve 70li yaşlarınızda Alzheimer hastalığına yakalanınca anılar ve anlar birbirine giriyor. Onun anılarına sahip çıkmaya çalışışı, mücedelesi, kendi aydınlanmalarını yaşaması ve "Utanç ve Vicdan" konusunu böyle işlemesi kitabı bende okunur kıldı. Onunda dediği gibi; “Ölüm denen şey, yaşam denen bu bayağı ve ehemmiyetsiz içki sofrasını unutmak için kafaya dikilen bir kadeh içkiydi belki de.” "Francis Tamsin şöyle der," Hepimiz başkalarının sıkıntısı icinde doğduk, kendi sıkıntımız içinde ölüyoruz."" "İnsan zaman denen parmaklıkların arkasına kapatılmış bir suçlu." "Dönüp baktığımda anlıyorum ki, insan denen varlıkla muhatap olduğum işler en yorucu olanlarıydı."
Bir Katilin Güncesi
Bir Katilin GüncesiKim Young-Ha · Timaş Yayınları · 20213,859 okunma
176 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Herkese merhaba, Suat Derviş ile tanışma kitabımdı ve okumaya devam edeceğim kesinlikle. Suat Derviş Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren kadın hareketini sadece kendi kitaplarında değil gazete, dergi köşelerinde yer almasını sağlayan isimlerden. Bu nedenle çok önemsiyorum. Elimdeki kitaba gelecek olursak, 1930 ila 1938 yılları arasında kaleme aldığı kadın karakterlerin merkezde olduğu öyküler yer alıyor. Dönemi düşününce ne kadar vurucu öyküler yazdığını görmemek mümkün değil. Kadının mücadelesi hiç bitmiyor. Öyküler güncelliğini hala koruyor, ne yazık ki. Benim öykülerde sevdiğim taraf ise sınıf ayırmaksızın bunu yapmış olması. Suat Derviş o dönemlerde kadınları görünür kılmak için çok emek harcamış. Saygı ve minnetle anacağım yazarlardan biriyle tanışmak beni ayrıca mutlu etti. "Biz kadınlar hangi yaştan, hangi ırktan, hangi asırdan okursak olalım hep aynı şekilde hisseder ve aynı şekilde muhakeme yürütürüz. Dikkat ederseniz görürsünüz ki, biz kadınlar diktatör bir devlet idaresinde kurulmuş gizli bir cemiyetin azalarına benzeriz."
Daktilo Nebahat
Daktilo NebahatSuat Derviş · İthaki Yayınlar · 2021106 okunma
Reklam
Reklam
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.