Lisede nefret edip yarım bıraktığım, insanların neden sevdiğini anlamadığım kitap...
İlk bölümü biraz zorluyor insanı, genelde dünya düzenini anlatmak ve Winston'ın içinde bulunduğu ''mekan'' algısını bize açıklamakla geçiyor lakin ondan sonra... Özellikle Üçüncü Bölüm'ü bir gecede bitirdim. Distopya kitaplarını pek sevmem ama 1984 kendine çok ayrı bir yer buldu kalbimde. ''Farklı olan'' olmanın gerçekten ne demek olduğu, mutluluğun (kısa ve sonunun kötü olduğunu bilseniz bile) insanın hayatında/bedeninde olan değişiklikleri, bunu açık bir şekilde görebiliyorsunuz. Ardından tam tersini, fiziksel acının insanın ruhunu nasıl yozlaştırabileceğini, sonunu getirebileceğini 'kafanızın içine girebileceği'ni çok güzel şekilde görüyorsunuz.