Âdemoğlu sabaha erişince azalarının hepsi hal lisanı ile ona şöyle der: Bizim hakkımızda Allahtan kork. Zira biz sana emanetiz. (Hadis-i Şerif)
Bulutların sevk edilmesinde görünen hikmetlere dikkat et.. Semayı bina edip rüzgarı yaratan Zât'ın lütfu olmasaydı ağır bulutlar mekanlarında hareketsiz kalır, ehl-i arzın ondan istifadesi mümkün olmazdı.. ..bütün bunlar açık delillerdir.. Kendilerini yaratan Sanatkârın celalini hal lisanı ile açıkça anlatan ayetlerdir..
Reklam
Gerek lisanı hal ile olsun, gerekse lisanı kal ile olsun, fıtratın verdiği ahid ve şehadetten sonra başka bir hucette lüzum yoktur.
Hangi makamda hakiki marifet sahih olarak elde edilir? diye sorulursa, cevabı şudur: Kalbin sırrı ile ilâhî tecellileri görüp müşahede etme makamında gerçek marifet elde edilir. Kalp tanımak için görür. Gerçek marifet, kalbin içinde oluşan irade ile gerçekleşir. Allahu Teâlâ, kalpten bazı perdeleri kaldırır; perde arkasından dostlarına yüce zâtının ve sıfatlarının nurunu gösterir; bu şekilde yüce zâtını tanımalarını temin eder. Yüce Allah, tecellilerini gören kimsenin yanmaması için bütün perdeleri kaldırmaz. Bir âşık hal lisanı ile şöyle demiştir: Eğer perdesiz zuhur etseydin; ölürdü bütün halk; Lâkin arada ince perde var da, âşıkların kalbi onunla bulur hayat.
Küçük bir altın parçasının çöpe atılmasına kimse kayıtsız kalamazken -ne tuhaftır ki-, milyonlarca altın vererek satın alınamayacak zamanın boş işlerle heder olmasına ekseriyetle lakayd kalınmaktadır. Feridüddin Attar -kuddise sirruh-, öğütlerinde şöyle buyurur: "Elden gittikten sonra dört şey geri döndürülemez: Ansızın ağızdan çıkan bir söz, yaydan fırlayan bir ok, olmuş bir kaza ve boşuna harcanan bir ömür." Bir Hak dostu, zamanın kıymetini iyi idrak ederek gaflete düşmememiz ve günlerimizi layıkıyla değerlendirebilmemiz hususunda şu tavsiyelerde bulunur: "Zaman zaman hastahanelere giderek hastalan ziyaret et! O muzdaripler gibi hastalıklara müptela olmadığını ve üzerindeki sıhhat ntmetini düşünerek haline şükret! Zaman zaman hapishanelere giderek oradaki mahkumların bin bir ıztırapla dolu zindan hayatlarını tefekkür et! Cinayetlerin bir anlık gaflet veya cinnet nettcesinde işlendiğini, diğer taraftan mazlum olarak hapse düşüp o cefaya katlananların da bulunduğunu, onların yerinde kendinin de olabileceğini düşün! Allah Teala seni bu hale düşmekten muhafaza ettiği için O'na şükret! Oradakilerin selameti için de dua et! Sonra kabristanlara git, oradaki mezar taşlarından hal lisanı ile yükselen sessiz feryatları, ah u figanları dinle, ömür ntmetini kaybettikten sonra pişman olmanın bir fayda vermeyeceğini düşünerek vakitlerinin kıymetini bil! Mezarda yatanlar için bir Fatiha oku ve bundan sonraki günlerini hamd, şükür ve zikir ile değerlendirmeye gayret et!"
Sayfa 123 - Otto YayınlarıKitabı okudu
Her şeyin içinde bir takvim vardır. Güneş hiçbir zaman mesaisine geç kalmamıştır. Fırtınaların zamanı ve saati bellidir. Kuşların ne zaman göç edeceği ve çiçeklerin ne zaman açacağı, yumurtadan kaç günde civciv çıkacağı, çocuğun ne kadar rahmi maderde kalacağı bellidir. Duvardaki takvimi gören insan, her şeyin içindeki takvimi göremezse, her şeyin lisanı hal ile Allah'a itaat ettiğini göremez, kainat cami kebirinde mahlukatla beraber ibadet edemez, yalnızca çilesini çeker.
Sayfa 17
Reklam
134 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.