Görün artık Emperyalizme dayılanmak öyle lafla olmaz. Bak!…”Müslüman” diye gördüğün, “Müslümanların iktidarını kurduk” diyen seni bile bir gecede yok etmek istiyor! Bunun dinle-imanla ilişkisi yok. Bunu önlemenin yolu “Müslüman Kardeşliği”nden filan geçmez. Kaç kez… Sadece yazıp-söylemedik; Silivri duruşmalarında dile getirdik; devlet Cemaat tipi örgütlere, tarikatlara bırakılırsa Pakistan'a, Afganistan'a, Irak'a döneriz. Erdoğan önemli bir kavşaktadır. Toplumsal uzlaşmaya mecburdur. Şunu görmelidir artık: Marmaris'teki bir solcu-Alevi polis, onu korumak için canını verdi. Bu ülkede çeşitliliğe saygı duyulmalıdır artık. Evet görülmelidir: Büyük bir toplumsal krizle karşı karşıyayız. Devlet kadroları arasında -bir kabile anlayışıyla- 14 yıldır yapılan dini-etnik ayrımcılığa son verilmelidir; tekli liyakat sisteminin devleti ne hale getirdiği görülmelidir… Yüzeysel tarih okumalarıyla Atatürk düşmanlığından vazgeçilmelidir. Hepimiz… Demokratik gelişme için laikliğe yani özgürlüğe mecburuz. Evrensel değerlerin önemini anlayınız artık; kardeşliğe mecburuz. Erdoğan!… Demokratik devleti değil… Otokratik devleti kurarak, kendisine istihbaratı verecek ne MİT'i ne de TSK'yı inşa edebilir. Sözcü Gazetesi 22Temmuz2016 Soner YALÇIN
170 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Aziz Nesin'in kitapları arasında az okunanlardan biri olan bu kitap kara mizahın, absürt komedinin bence nadide eserlerinden. Okurken çok keyif aldığım, hatta yer yer sesli sesli gülümsediğim bu kitapta Aziz Nesin toplumsal, sosyal, kültürel, dini ve politik aksaklıkları, olayları olağandışı bir şekilde, abartı sanatı kullanarak çok güzel ortaya
Mahmut ile Nigar
Mahmut ile NigarAziz Nesin · Nesin Yayınları · 2007224 okunma
Reklam
Sosyal adalet, vatandaşlar arasında taşınan yüklerin, çekilen sıkıntıların, mükellefiyetlerin, sağlanan gelirlerin, istifade edilen nimetlerin liyakat ve kabiliyetlere göre adaletle (eşitlikle değil!) dağıtılması demektir.
"Ama liderlere, eğitimcilere, denetmenlere, her alanda ihtiyaç duyulur. Bunlar da kamusal işe katılacaklar mı?" diye sorulacaktır. Hayır, çünkü onların işi liderlik etmek, eğitmek ve denetlemektir. Fakat bu insanlar işçiler tarafından seçilmelidir ve liyakat şartını karşılamalıdır. Yönetim olsun, eğitim olsun bütün kamusal görevlerde aynı şey geçerlidir.
Sayfa 127Kitabı okudu
Kütüphane, bütün çağların, bütün ülkelerin ölümsüzleri ile dolu. Bu uluslar bezmine kabul edilmenin tek şartı, liyakat. Mabede bayağılar giremez. Diriler naziktir, ölümsüzler titiz. Gerçekten severseniz konuşurlar sizinle. Bir kitabı okurken "Ne güzel kitap," deriz, "yazar da tıpkı benim gibi düşünmüş." Yanlış, şöyle dememiz gerekirdi: "Bunu daha önce hiç düşünmemiştim ama, galiba doğru." Yahut, "Belki şimdi anlayamıyorum, birkaç gün sonra anlarım." Önce teslimiyet, anlamak cehdi.Sonra hüküm. Yazarın gerçekten değeri varsa, düşüncesini, bir hamlede kavrayamazsınız. Söylemek istediklerini bütünü ile söyleyemez yazar, söylemek de istemez. Gizler, istiarelere başvurur.
Bu gerçekten de onların gücüydü. Kazanana onlar karar veriyordu. Doğum hakkıyla kazanılan liyakat oyunu. Böylece hiyerarşi korunuyordu. Çabalamaya devam etmemizi sağlıyor ama komplo kurmamıza izin vermiyordu.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.