"Seçme hakkına sahip olmayan kişi kişiliğini yitirmiş demektir."
İyilik veya kötülük nedir? Bizi biz yapan şey seçtiğimiz yollar mıdır? Peki ya o yolları seçme hakkımız olmasaydı. Önümüzde sadece bir seçenek olsaydı. Bu bizi iyi yapar mıydı?
Anthony Burgess'in harika eseri Otomatik Portakal. Yani orijinal adıyla 'Uqueer as as clockwork orange'. Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Kitabın içinde bu isimli ayrı bir kitap olması daha da güzeldi. İnsanları tekdüzeleştirmeye çalışmak bana 1984 kitabını anımsattı. Hatta bu iki kitabı üst üste okumak çok iyi oldu.
Kitabın başlarında Alex ve çetesinin yaptıklarını iğrenerek okudum. Hatta ilk sayfalarında kitabı bırakmayı bile düşündüm. Fakat 2. bölümden sonra kitap bambaşka bir şeye dönüştü. Ondan sonrasını bir solukta bitirdim. Alex'e yapılanlara dayanamayıp ağladığım bile oldu. Onu güçlü görmeye o kadar alışmıştımki o rezil insanların ayaklarına kapanmasına sinir oldum.
Ayrıca kim olursa olsun herkesin seçme hakkı olmalı. Azılı bir suçludan fakir bir insana kadar. Çünkü bu bizim doğal bir hakkımızdır.
Kitabı bitirdikten sonra aklımda halen birkaç soru kaldı. Mesela Alex'e hastanedeyken ne oldu? Ona ne yaptılar? Veya kim doğruydu kim yanlıştı onu bile anlayamadım. Ama yazarın bize veda kısmı çok güzel ve anlamlıydı.