Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nisa

Nisa
@lnisaokur
Grafiker
26 Haziran
124 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
İçimde, bir yolculukta tanışıp alıştığım, fakat pek çabuk ayrılmaya mecbur olduğum bir insana veda eder gibi bir his vardı...
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Reklam
Târîh isbât etmişdir ki, dîne istiâd eden devletler dahâ uzun ömürlü ve dahâ nüfuzlu ve heybetli olurlar.
Sayfa 76
Müslimânların her hareket ve fikrlerini öğrenip bize aktarmalarını te'mîn etmeliyiz. İslâm târîhini bozup, tahrîf edecek ve müslimânların ahvâl ve dinlerini iyice öğrendikden sonra, onların bütün kitablarını imha edecek, islâm ilmlerini yok edecek, profesör, ilm adamı, araşdırmacı gibi ismler altında, bir hıristiyan ordusu kurmalıyız.
Sayfa 72

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zinâ, livâta, ya'nî homoseksüellik, içki ve kumar ile, müslimânların arasına fitne ve fesâd tohumları saçılacak Bunun için, bu memleketlerde yaşayan gayr-ı müslimler kullanılacaklardır. Onlardan bu gâyeyi gerçekleşdirmek için, muazzam bir ordu teşkil etmemiz lâzımdır.
Sayfa 70
Çok mühimdir! Çocukları babalarından uzaklaşdırıp, büyüklerinin dînî terbiyelerinden mahrûm kalmalarını sağlayacaksınız. Onları, biz yetişdireceğiz. Binâenaleyh, çocuklar babalarının terbiyelerinden kopdukları an, akîdeden, dinden ve âlimlerden kopmağa mahkûm olacaklardır.
Sayfa 61
Reklam
Müslimânlar, çocuklarını öyle büyütüyorlar ki, ecdadlarının yolundan ayrılmaları mümkin değildir.
Sayfa 52
Belirgeç
Meselâ, düşman askerlerinin hangi tarafdan geleceğini bilirsen, ona göre hâzırlanır ve askerlerini uygun yerlere yerleşdirirsin ve onu perîşân edersin. Fekat, onun ne tarafdan saldıracağını bilmezsen, askerlerini her tarafa gelişigüzel dağıtır ve mağlûb olursun. Aynen öyle, müslimânların, dinlerinin ve mezheblerinin hak olduğuna dair getirecekleri delîlleri bilirsen, onların delîllerini çürütebilecek karşı delîller hâzırlaman mümkin olur ve o karşı delîllerle onların akîdelerini sarsabilirsin, dedi.
Sayfa 46
Vurgu
Elimden tutarak, Nâzırlığın bir odasına götürdü. Bu odada çok câzib bir şeyle karşılaşdım: Yuvarlak bir masanın etrafında (10) adam oturuyordu. Onların birincisi, Osmânlı padişahının kıyafetinde idi. Türkçe ve ingilizce biliyordu. İkincisi, İstanbuldaki Şeyhulislâmın kıyafetinde idi. Üçüncüsü, Îrân Şâhının kıyafetinde idi. Dördüncüsü, İrân serâyındaki vezîrin kıyafetinde idi. Beşincisi, şî'îlerin tâbi' olduğu Necefdeki en büyük âlimin kıyafetinde idi. Bu son üç kişi, farsça ve ingilizce biliyorlardı. Bu adamların her birisinin yanında, onların söylediklerini yazmak için, birer kâtib bulunuyordu. Bu kâtibler aynı zemânda, bu adamlara, câsûsların İstanbul, Îrân ve Necefdeki, onların aslları olan beş kişi hakkında topladıkları ma'lûmâtı bildiriyorlardı. Sekreter: (Bu beş kişi, oralardaki beş kişiyi temsil ederler. Onların ne düşündüklerini anlamak için, aslları gibi yetişdirdik. Biz İstanbul, Tahran ve Necefdekilerle alâkalı elimize geçen bilgileri, bunlara bildiriyoruz. Bunlar da, kendilerini oradakilerin yerinde kabul eder. Biz onlara soruyoruz, onlar da bize cevablandırıyor. Bizim tesbîtimize göre, buradakilerin cevâbları, oradakilerin cevablarına yüzde yetmiş mutâbıkdır.
Sayfa 44
Fen-ilm
Şî'î âlimleri, tıpkı bizim duraklama devrindeki papazlarımız gibi, kendilerini tamâmen dînî ilmlere vermiş, dünyevî ilmlerle çok az ilgileniyorlardı... Kendi kendime dedim ki, şî'îler ne zevallı insanlardır.
Sayfa 36
Fekat, vazîfem, hislerimden daha üstündü.
Sayfa 14
Reklam
Mümin GÖRMEK-Kör olmak
Mesîh efendimiz, bize bunu mu emr etdi? dedim. Fekat, ben hemen bu şeytânî düşünceden döndüm ve en güzel bir şekilde, vazifemi yerine getirmeğe karâr verdim.
Sayfa 11
Benden şübhe ederler diye hiç de râhatsız olmuyordum. Zîrâ, müslimânlar, Peygamberleri olan Muhammed aleyhisselâmdan öğrendikleri gibi, müsâmahakâr, açık kalbli ve iyi niyyetlidirler. Onlar bizim gibi, şübhe edici değildirler. Kaldı ki, Türk hükûmeti, o zemân câsûsları yakalıyabilecek teşkîlâta mâlik değildi.
Sayfa 10
İstemesini bilmezsen alamazsın. Huzuruna edeble çıkmazsan, rahmetine kavuşamazsın.
Sayfa 40
Mü'minin îmânı, havf ve recâ arasında olmalıdır. Allahü teâlânın azabından korkmalı, fakat rahmetinden bir an ümîd kesmemelidir. Her günahı işlemekden çok sakınmalı, günâhı sebebiyle îmânının gitmesinden korkmalıdır. Bütün günahları işlemiş olsa bile, Rabbimizin afv edeceğinden hiç ümîd kesmemelidir. Günahları için tevbe etmelidir. Çünkü tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur.
Sayfa 14
512 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.