skjaldmö

Karanlıkta Erimek
İnsan çırpındıkça bir bataklığa saplanıyor Yaşadıkça ölüme Çaresiz olmak bir şey değil Çaresizliğini kabullenmek zor geliyor insana
Sayfa 100
Reklam
Karanlık Deniz
Bütün karanlıklara razıyım Yalnız uzaklarda, çok uzaklarda Bir gemici feneri yanmalı
Sayfa 88
Karanlığın Çağırışı
Biliyorum güzelliğin yeraltı nehirlerine benzer Biliyorum bir sır gibi güzelsin Hani anlatılmaz duygular vardır Hani şarkılar vardır Sevip söyleyemediğimiz Şiirler vardır unuttuğumuz Aşina çehreler vardır hani Zaman zaman hatırlayamadığımız İşte sen o kadar güzelsin Ve ben o kadar karanlıklar içindeyim ki Şunlar ellerindir diyorum, tutamıyorum Şunlar gözlerindir diyorum, bakamıyorum Düşün, kahrımdan ölmeliyim artık Ölemiyorum
Sayfa 80

Reader Follow Recommendations

See All
Sana Bir Tanrı Getirdim
Benim de bir insan tarafım vardı Bakma böyle kötü olduğuma Benim de dileklerim vardı Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi Her gün bir kadın ağlar benim yüzümde Büyük dertler içinde benim ellerim Anlamıyor musun? Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar Ben sevilmediğimden böyle çirkinim
Sayfa 67
Seninle Kardeş Değiliz
Bunca yalnızlıklar, bunca yokluklar benim işim değil Bu çirkinliği ben yaratmadım Ne de bu kahpe güzellikleri Bende sevmediğin ne varsa senden türedi Şu karanlık bakışlar Şu ellerimin pisliği Şu dudaklarımdan çıkan iğrenç sözler Besbelli senin eserin Ne buldumsa sende buldum kötülükten yana Ne öğrendimse senden öğrendim Seni sevdikten sonra başladım yaşamaya
Sayfa 36
Reklam
Seninle Kardeş Değiliz
Verdiğin her kederin yüreğimde yeri var Hangi kitabı açtıysam seni okudum yıllardır Hangi aynaya baksam seni gördüm Gel desen gelemem Git desen gidemem Öl desen kanım akmaz Anladım artık seni sevmek yüce bir şey Anladım seni sevmek Tanrı'ya yaklaşmak gibi
Sayfa 28
Kader Kapıyı Çalıyor
Ölmekse daha kolay ne var Yaşamaksa sensiz mümkün değil İskender adam edemedi bu dünyayı Biz mi edeceğiz Eflatun çözemedi yaşamın sırrını Biz mi çözeceğiz
Sayfa 19
Hastalığa yakalanma, kaza geçirme, aşağılayıcı durumlara düşme eğilimi olan, kendini küçümseyerek dirençsizleştiren insanları görüyoruz. Onlar, bu tür durumlara kendi istek ve gayelerinin dışında düştüklerine inanıyorlar ama bilinçaltına ait güdülerin bir incelemesi gösteriyor ki onları harekete geçiren şey aslında insanda bulunan en akıldışı eğilimlerden biri, yani zayıf ve aciz olmaya karşı duyulan bilinçaltı arzu; bu insanlar, üzerinde bir denetim kuramadıklarını hissettikleri güçleri hayatlarının merkezine yerleştirme, böylelikle de özgürlükten ve bireysel sorumluluktan kaçma eğilimindeler.
Sayfa 57
Hiç kuşkusuz insan bağımlıdır; ölümün, yaşlanmanın, hastalığın etkisi altındadır; doğayı denetim altına alıp tümüyle kendi işine yarar bir hale getirse bile o ve onun dünyası evrende minicik lekelerdir. İnsanın bağımlılığının ve sınırlanmışlığının farkına varması başka bir șeydir; bu bağımlılıktan, bağımlı olduğu güçlere tapmaktan zevk alması başka bir șeydir. Gücümüzün sınırlı olduğunu gerçekçi ve ılımlı bir biçimde kavramak bilgeliğin ve olgunluğun temel bir öğesidir; tapmaksa mazoşist ve kendini yok edicidir. Bunlardan ilki alçakgönüllülüktür, öteki kendini aşağılamadır.
Sayfa 56
... sevgisiz yaşamak günah içinde yaşamaktır.
Sayfa 55
Reklam
Tanrı, insanın üzerindeki bir gücün simgesi değildir, insanın gücünün simgesidir.
Sayfa 53
Yasa her yerdeydi. Ajandamdaki örtük ve imal anlatımlarda, Jean T.nin patlak gözlerinde, zoraki denen evliliklerde, Cherbourg Şemsiyeleri filminde, kürtaj yaptıranların utancında ve diğerlerinin ayıplamasında. Kadınların günün birinde serbestçe kürtaj yaptırabileceğini düşünmenin mutlak imkânsızlığında. Ve her zaman olduğu gibi, kürtajın yanlıș olduğu için mi yasak, yoksa yasak olduğu için mi yanlış olduğunu belirlemek imkânsızdı. İnsanlar yasalara göre yargılanıyor, ama yasalar yargılanmıyordu.
Sayfa 32
1,298 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.