Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hiçbir kimse okuyamaz karalanmış sözcükleri bir kez tutuştu mu yazıldığı sayfa Ne de anlayabilir bu toz bulutunu çünkü bitmiş bır aşk üstüne bitmemiş uzun ve tek bir aşk mektubudur o yalnızca
Bırakın beni Cümlelerimle başlayan kasırga siyah ve kahverengi kelebekler gibi uçursun çiziktirilmiş kâğıt parçalarını ve paramparça olmuş bir yazı geçmişten kalma bir kalıntı olsun
Reklam
...elini uzat bana içindeki acıları bana ver içinde yanan ateşi bana aktar aktar ki bu aleşten kurtul ve o artık yalnızca beni yalnızca beni yaksın ve benimle benim etimle kemiğimle kaslarımla tutuşsun yeter ki seni uzaklaştırayım bu ateşten...
...ve şu ucuz dilimin aptal dilimin içine nüfuz eden bu rüzgâr içimde ne olup bittiğini gözlerimi korkuyla kaçırdığım zaman anlattığını sanan aptal bırakın beni sevdiğim şeylerin acı çekişini görmemezlik edemem ben acı çekerken görmeyi istemediğim insanlara acı çektiriyorum yapamam bunu yapamam yanan yüreği dağlanan ve eğilip bükülen tek ben olayım...
Bırakın beni bırakın beni sevdiğim şeylerin acı çekişini görmemezlikten gelemem ben birbiriyle ilgisi olmayan şeylerden söz ediyorum ve yanan yaraları açık yaralar gibi basit yoldan tedavi ediyorum vakti geçmiş ilaçlar öneriyorum o eski unutulmuş boş inançları tekrar ediyorum...
ve bu bunak uğultular içinde daha da kötüsü her söz her haykırış her kan ağlayış yaralamak için beni yeniden bir yankı gibi geldiği yere gerisin geri dönüyor ve bunun bana verdiği o bitmek bilmez korku bir bumerang gibi acımasızca gidip geliyor izleyin bir havada nasıl yol alıyor ve hele bir görün o olağanüstü güzellikteki katil nasıl geri dönüyor
Reklam
ve daha da kötüsü acılarımın kökeninde sevdiklerim yatıyor ve sevdiğim her şey içimi sızlatıyor sevdiğim her şey kan ağlatıyor ve sevdiğim her şey suratıma indiriyor eziyor inletiyor diz çöktürüyor sindiriyor yerlerde sürüklüyor ve bana bir hain muamelesi yapıp kendini kaybetmiş deli gözüyle bakıyor...
Daha da kötüsü attığım her adımda sevdiklerim suratıma çarpıyor
sözün kısası her günkü hayatı kastediyorum hani bir şiir yazarken bir düzyazıyı kaleme alırken durmak bilmeyen hayatı o her günkü her geçen günün gecesindeki nefreti yani her günkü parçalanmışlığı her nefes alışta yeniden yaşanan o beylik acıyı o alçak sonsuz elemi ve ne diyeyim ki daha
üzerime bir hortum gibi çullanan nereden geldiği ve nereye gittiği belirsiz bir sel gibi akan ve beni önüne katıp sürükleyen sağa sola fırlatan ve sonra tutup bedenimi parça parça koparan ve önünde sürükleyen ve dalgalarıyla sallayıp iyice kaldırıp havaya sonra da yere çarpan ve çekilince sular geri düşüyorsam eğer düşüyorsam düşüyorsam savaştan değil söylüyorum size savaştan değil ama hayattan dolayıdır hayatımdan hayatımızdan dolayıdır
Reklam
Ama neler oluyor bu da neyin nesi nereden geliyor bu acı Sustu zaman saat durdu akrep yelkovan donakaldı Bu da ne demek oluyor nedendir bu insanüstü kesinti
Bırakın kendimi dinleyeyim artık kendi düşlerime dalayım İçimdeki acıyı dinlemek benim de hakkım Başbaşa kalmak onunla yasak bir dünyanın ortasında Günleri ve ayları unutmak bana mı yasak yalnızca Bana mı yasak bir başıma söylemek eski bir laterna şarkısını
Huzuru yalnızca ta mezarlıkta mı bulayım istiyorsunuz Peşimden böyle mi geleceksiniz son istirahatgâhıma Hakkım yok mu ki benim de kendi tozum dumanım içinde savrulmaya
Bırakın beni Biliyorum o kadar önemli değil bu Bir şiir eksik olmuş fazla olmuş şarkım şimdi susmuş Ya da bir başka gün susmuş ne çıkar ergeç susması gerek zaten
Ayaklarım eziliyor basarken taşlara sorunlar üstüme devriliyor Umudum yok yarınlardan günlük uğraşlarda boğuluyorum Acı olan da bu zaten attığım her adımda sevdiğim şeylere çarpıyorum
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.