Kendine hâkim olma tuhaf bir deyim değil mi? Kendine hâkim olan, kendinin kölesi olmuş olmuyor mu? Kendinin kölesi olan, kendinin efendisi de demektir. Aynı adam hem köle oluyor, hem efendi.
Görünen dünya sahte ve gerçek diye ikiye ayrılır. Bir şeyin yansısı, kopyası, ondan ne kadar ayrıysa, sanıyla bilgi de birbirinden o kadar ayrıdır.
Her şeyde istediği kadar renk olsun. Bir başka cinsten üçüncü bir şey işe karışmazsa, gözlerimiz görmez, renkler de görülmez.
Okur Takip Önerileri
Wagner olayı
Bir insanın "ciğerini okurken" en önce baktığım şey onda uzaklık duygusu olup olmadığı, insanla insan arasında kat, değer, sıra ayrımı gözetip gözetmediğidir. Seçip seçmediğidir.
İyi ve Kötünün Ötesinde
Kim bilir olta atmakta belki de herkesten daha ustayımdır? Hiçbir şey vuramadıysam suç benim değil. Balık yoktu...
Zerdüşt böyle dedi
Pahalıya mâl olur ölümsüzlük: Karşılığı olarak birçok kez ölür, hem de daha yaşarken insan.
Zerdüş Böyle Dedi
İçimizde azıcık boş inanç olmaya görsün, insanüstü güçlerin cisimlenmesi, yalnızca onların sözcüsü, aracısı olduğunuza inanmaktan kendinizi alamazsınız.
Zerdüşt böyle dedi
...Büyüklük var o sözlerde. Acı, yaşama karşı bir itiraz sayılmıyor: "Artık bana verecek mutluluğun kalamdı mı, ne çıkar! Acıların var daha."
Benim insan sevgim sürekli bir kendimi yeniştir. Ama ben yalnızlık olmadan yapamam; yalnızlık, yani iyileşme, kendine dönüş, özgür, hafifçe esen bir havayı solumak.
Arılık içgüdüsü duyarlığı, yaradılış vergisidir bana. Öyle ki her ruhun detaylarını, detayları da ne demek, ta içini, ciğerini görür gibi sezerim, koklarım... Üstü eğitimle sıvanmış bir sürü pisliği daha ilk dokunuşta fark ederim.
Kendini kinden kurtarmak, iyileşme yolunda atılacak ilk adım. "Düşmanlık düşmanlıkla sona ermez, düşmanlık dostlukla sona erer."
...Zayıflıktan doğan hıncın zararı en çok zayıfın kendine dokunur.
Anılar, sürekli irin toplayan bir yaradır.
İnsan denen çalgı, nasıl bir çalgı olursa olsun, nasıl akord edilirse edilsin, ondan dinlenebilir bir şeyler çıkaramazsam, hastayım demektir.
Neden Böyle Bilgeyim
Yetkin olan kişi; kendine yarayan şeyden tat alır yalnız, yarama sınırı aşıldığı an tat alması da hoşlanması da biter. Zararlı bir şeyin ilacı nedir bilir, kestirir; kötü rastlantıları kendi çıkarına kullanmasını bilir; onu öldürmeyen şey, onu daha da güçlü kılar.
Neden Böyle Bilgeyim
36 yaşımda canlılığımın en düşük seviyesine gelmiştim, hala yaşıyordum, ama üç adım ötemi göremiyordum.
Sayfa 15
Kontrolden çıkan bir trenin beş işçiye doğru süratle ilerlediğini gördünüz. Makinist, muhtemelen kalp krizinden dolayı, bilincini yitirmiş durumda. Eğer bir şey yapılmazsa beş işçi de ölecek. Kaçmak için zamanları yok. Ama bir umut var. Tren beş kişiye gelmeden önce raylar çatallanıyor ve diğer ray üzerinde sadece bir işçi var. Trenin makasını değiştirip, sadece bir işçiyi öldürmesine izin verip, beş işçiyi kurtarabilirsiniz. Sizce hangisini yapmak doğru bir karar olacaktır?
Philippa Foot
Bizim hatamız ayrıntılara takılıp büyük resmi görememektir.
Başarı büyük oranda iyi talihe bağlıdır. Başımıza gelen olayların yarısı şans, yarısı da yaptığımız seçimlerin sonucudur. Sırf talih hayatlarımızda büyük bir yere sahip diye, mağdur rolüne bürünmemiz gerekmez. Bir nehir akmaya devam edebilir, bu bizim engel olamayacağımız bir şeydir ancak barajlar ve sel baskınlarına karşı koruyucular inşa etmişsek, hayatta kalma şansımız daha yüksektir.
Sayfa 85 - Niccolo Machiavelli
İnsanların çoğu kendileri için değil, başkaları için giyinir. Daireye gelen pasaklı bir köylü ile iyi giyimli bir çiftlik ağası aynı muameleyi görmez. Pasaklı köylüye bağırır çağırırlar; bugün git yarın gel derler. Çiftlik ağası, general gibi itibar görür; işleri tıkır tıkır yürür. General deyince aklıma geldi. Bir general kişiliğinden dolayı mı, yoksa omuzundaki yıldızlardan dolayı mı itibar görür?
Eğer tanrı hem sizin hem de benim ne yapacağımı biliyorsa, nasıl olur da ne yapacağımız hakkında hakiki bir seçim yapabiliriz? Seçim yalnızca bir yanılsama mıdır? Öyle görünüyor ki, eğer Tanrı her şeyi biliyorsa özgür iradeye sahip değilimdir.
Sayfa 72
