İnsan, can sıkıcı bir saç demetidir.
Bir hiçim, hem hiçliğimde bîçâre.
Bir bîçâre, hem hiçliğim kendime çâre...
Yitirdim kendimi kendi içimde...
Sevgim hiç kimseye mutluluk getirmedi
İnstagram: ltfky38
Yaşar Kemal: “Konuşan insan öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.” der İnce Memet’de. Füruğ’un da dediği gibi; “İnsanı sessiz kalmaya zorlayan acı, onu bağırmaya zorlayan acısından çok daha ağırdır.” Sessizlik de, çığlıktır.
Oysa artık bir limana sürüklenmek istiyorum, Deniz. Kök salmak istiyorum. Bir yerde ya da birinin yanında biraz olsun kalabileceğime inanmak istiyorum. En azından kafamın içinde bazı şeylerin akmadan öylece kalabildiği, dışarıda son sürat değişen manzaraya inat, içeride, bazen çok derinde, kaçıp sakinlediğim bir bahçe bulmak istiyorum. Zamanın gülünç bir detaya dönüştüğü o bahçede, ağaçların bilgeliğine falan ulaşmak istiyorum. Kayaların, dağların, denizin ne olsa sarsılmayacak gibi görünen bütünlüğüne kavuşmak. Yalnızlığın o kadar da yalnız bir şey olmadığı, tek başına da olsan evrendeki her şeyin bir parçası olduğunu önlenemez şekilde hissettiğin, bir ağacın gövdesi neyse, benim de tam olarak o olduğumu, o kadar olduğumu, daha fazlası olmadığımı iyi bildiğim bir bahçe.
Yakasına kırmızı kurdele takılan bir ilkokul öğrenci saflığındayım.
Böyle boktan bir eylemin sevinciyle yaşayabilecek bir asalağım.
Gülümsesen benimsin sanacağım,
"selam" versen salak bir gülümseme kaplayacak suratımı...