"Dost istersen Allah yeter. Evet, O dost ise her şey dosttur." "Yârân istersen Kur'ân yeter. Evet, ondaki enbiya ve melâike ile hayalen görüşür ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder." "Mal istersen kanaat yeter. Evet, kanaat eden iktisat eder; iktisat eden bereket bulur." "Düşman istersen nefis yeter. Evet, kendini beğenen belâyı bulur, zahmete düşer; kendini beğenmeyen safâyı bulur, rahmete gider." "Nasihat istersen ölüm yeter. Evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve âhiretine ciddî çalışır."
Sayfa 308 - 23.MektupKitabı okuyor
Bu zamanda âhiretin elmas gibi nimetlerini, lezzetlerini bildiği halde, dünyevî kırılacak şişe parçalarını onlara tercih etmek, ehl-i iman iken ehl-i dalalete o hubb-u dünya ve o sır için tabi olmak tehlikesinden kurtarmanın çare-i yegânesi, dünyada dahi cehennem azabı gibi elemleri göstermekle olur ki Risale-i Nur o meslekten gidiyor...
Reklam
Lübbü bulmayan, kışır ile meşgul olur. Hakikati tanımayan, hayâlâta sapar. Sırat-ı müstakîmi göremeyen, ifrat ve tefrite düşer. Muvâzenesiz ve mîzansız olan, çok aldanır, aldatır.
Gazel 386
Hubb-i dünyâdan münezzehdir veliyyullah olan Mâsivâya meyleder mi âşık-ı Allah olan Sırr-ı tevhîd nûr-i vahdet neşr eder dilden dile Cenneti gönlünde bulmuş ârif-i âgâh olan
İnsanda, ekseriyet itibariyle hubb-u câh denilen hırs-ı şöhret ve hodfüruşluk ve şan ü şeref denilen riyakârane halklara görünmek ve nazar-ı âmmede mevki sahibi olmağa, ehl-i dünyanın her ferdinde cüz'î-küllî arzu vardır. Hattâ o arzu için, hayatını feda eder derecesinde şöhretperestlik hissi onu sevkeder. Ehl-i âhiret için bu his gayet tehlikelidir, ehl-i dünya için de gayet dağdağalıdır; çok ahlâk-ı seyyienin de menşeidir ve insanların da en zaîf damarıdır. Mektubat - 412
Hubb-ı cah ve dünya sevgisi evvela şüphelilere daha sonra da harama düşürür. Kalbe girdiği ölçüde ahiret sevgiside uçar gider. Bizleri aniden kapı dışarı edecek dünyaya muhabbet beslemek hiç de akıl kârı bir şey değildir.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.