Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güven kazanmak ve güvenilir biri olarak kalmak, samimiyetinizin ne kadar gerçek olduğuyla ilgilidir.
Sayfa 13 - Metis Yayınları 1. BasımKitabı okudu
Kanunda eşcinsellikten söz edilmemiş olmasına karşın, zamanın İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut meclisteki bir konuşmasında şöyle dedi: 'Yeni kanun bizlere homoseksüellik şüphesi olan kişileri 24 saat gözaltında tutma yetkisi veriyor… Homoseksüelliğin anti-sosyal eğilimlerden biri olmadığına inanmıyoruz. Böyle sapık düşünceleri ve eğilimleri olan kişilere karşı katı olmalıyız. Bu tür insanların sayısı her geçen gün artmakta… Bu yüzden biz, her yerde, özellikle büyük şehirlerde bu insanlara karşı kanunlar çıkaracağız.'
Reklam
80'ler
Bu dönemde Avrupa ve Amerika kamuoyunda AIDS gündeme yerleşmişti ve haliyle Türkiye medyasına yeni malzeme çıkmıştı. Bugün artık AIDS’in bir “eşcinsel hastalığı” olmadığını anlayan Türkiye medyası o zaman yine sınıfta kalmıştı. Her konunun uzmanı köşe yazarları, o dönemde, “AIDS, Tanrı’nın eşcinsellere bir laneti” tekerlemesini tekrarlamaktan geri durmamışlardı.
Sayfa 15 - Siyah Pembe Üçgen (2013)Kitabı okudu
Hulusi Kentmenler sadece Yeşilçam sinemasında birer karakterler. Aslında hiç gerçeği oynamıyorlar. İnsana sadece umut veriyorlar. İyi kalpli amcalar, dedeler olarak verildiler Türk halkına. Ben çok öyle amcalar gördüm, tonton amcalar gördüm. Hep Hulusi Kentmen gibi, Nubar Terziyan gibi zannettim hepsini. Ama ı-ıh... Hepsi üzerimden geçti. Ve bunların hepsi de namuslu, şerefli, "ahlaklı" dediğimiz kişilerdi. Ben hep "ahlaklı" kişilerle yattım. Hayatım boyunca hiç "ahlaksız" bir insanla yatmadım. Hepsi "ahlaklıydı". Kendine göre... Bi tane ahlaksız biriyle yatsaydım. Oh be diyecektim. Nihayet bir "ahlaksız"la yattım. Rekorumun rekorunu kıracaktım. Yok... Hepsi "ahlaklıydı".
Lgbt bireylere yönelik sistematik şiddet ve dışlama günümüzde de halen devam etmektedir
288 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Hayata İsyan Sebebi Kitaplar;005
Bu kitabı bitirirken ben de bittim valla. Gündüz kitabımdı, okuduktan sonra başıma ağrılar girdiğini ve sonrası yatmak istediğimi fark edince , yatmadan önce kitabı yaptım. Tüm hikayeler gerçek çünkü, tüm acılar, tüm yaşananlar. Özellikle bir söyleşinin başlığı içimi dağladı ''... 2005'te müşterisi tarafından öldürüldü.'' diye. Ne bileyim, Pınar'ın her şeye rağmen o gücü, o kendine güveni, iki çocuğunu anne olması, Ayşe'nin hem kürt kimliği hem de trans kimliği ile neler başardığını okumak, içime dokundu. Hepsinin ortak noktası kendileri olmaya Ankara'da başlamaları, bu beni daha çok yakaladı çünkü ben de 'kendim olmayı' Ankara'da başarmıştım. Bazan sayfalara bağırmak geldi çimden, 'canım o dediğin öyle olmuyor yalnız, ay hala mı erillik kutsal, ne demek ben trans değilim kadınım demek ya, ay ne çekti bu gayler sizden.' diye ama kitap 2003'te yazıldı, -daha doğrusu tez.- dolayısıyla tanımlar, tanımlamaların yanlışlığı pek batmamaya başladı. İnsanın kendini anlatması çok zor, bu kadınlar kendilerini anlayıp bir de çok güzel anlatmışlar. Aynı zamanda, ah nasıl iki yüzlü bir toplum olduğumuz da tokat gibi suratımızda. Yatakta kadın olup sokakta ''aa top' demek ne demek ya. Sussana geri zekalı. Çok mu değerli ki düşüncelerin insanların üstüne salıyorsun? Devletin her kesimine, topluma, ailelerine ve hatta arkadaş çevrelerine karşı savaşmak zorunda olan bir grup, onları anlamak için çok iyi bir baş ucu kitabı. Bir kere daha; Farklılıklar bizi güzel yapan, renklerden korkmayalım. Youtube ; youtube.com/channel/UCbg_... Spotify ; open.spotify.com/show/2u0H87r... Soundcloud ; soundcloud.com/birkitapbinhayat
Lubunya
LubunyaSelin Berghan · Metis Yayıncılık · 200721 okunma
Reklam
Kime göre neye göre 'ideal'
Kişilerin ideal(!) kadın ve erkeğe olan uzakığıyla, toplumun o kişiye olan uzalığı doğru orantılıdır.
80'ler
Bu dönemde Türkiye medyasında “eşcinsel”, ne olduğu tam olarak kestirilemeyen hayali bir varlıktır. Hatta bu hayali varlık, hayattan daha da koparma, uzaklaştırma ve toplumun dışına atma gayretiyle özellikle “homoseksüel” olarak adlandırılır. Kerameti kendinden menkul her türlü uzman/akademisyen de, sokaktaki vatan-daş da, emniyet mensubu da, halkı bilgilendire-cek gazeteci de, söz Birliği etmişçesine, “nor-mal” kategorisine sokamadıkları herkesi “homoseksüel” diye adlandırdılar. İster bıyıklı biri, isterse çoktan operasyonunu tamamlanmış bir transeksüel olsun, Türkiye medyası için fark etmiyordu.
Sayfa 13 - Siyah Pembe Üçgen (2013)Kitabı okudu
Cinsiyetçi ve ırkçı zihniyetlerden beslenmekten geri durmayan medya, eşcinsellikle ve eşcinsellerle ilgili haberlerde bu zihniyetini yeniden üretmekte sakınca görmez.
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Gökkuşağı'nın renklerine sığınmış insanlar.
“Bu kitabı incelemelisin!” sözleriyle bana gönderilen “MAMA LUBUNYA” eserini okumadan önce yazarı Alev Biçer hakkında bilgi edinmek için internette araştırma yaptım. Lakin hakkında neredeyse hiç bilgi yoktu. Elimdeki eseri hariç “Hiç” ve “Hiç 2” eserlerinin olduğunu gördüm. Yazarını merak etme nedenim kitabın konusuydu. Aykırı Edebiyat teriminin (Her LGTB temalı kitabın tür olarak Aykırı Edebiyatın içinde olmasına karşıyım. Lakin bu konu ile fikirlerimi farklı bir ortamda tartışmak isterim.) tam anlamıyla hakkını veriyor olması, konuyu anlatış biçiminde kimseyi rencide etmemeyi başarması ama gerçekleri kalemini kısıtlamadan yazması benim hoşuma giden yönüydü. İlk cümleden itibaren nasıl bir kitap okuduğunu anlıyorsunuz. Eseri okurken ne gökkuşağının renklerine sığınmış insanların kendileri ne de bedeni ile ruhu arasında sıkışmış insanları tanımayan kişileri “bu ne biçim bir kitap” dedirmeden kendini okutan bir eser. Yazarın mükemmel kullandığı kaleminin yanında acemi yazar hissini aratmayan cümleler arasında bir solukta okuyacağız bir eser.
Mama Lubunya
Mama LubunyaAlev Biçer · Kanguru Yayınları · 20183 okunma
92 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.