Stefan Zweig hayranı olan birisi olarak bu da beni tatmin eden kitaplarından biriydi.
Kitapta ki kahramanımızın gözünden anlatılıyor olaylar Berger'in.
Kitapta çoğu zaman gerçekten yalnızlık bir tek Allah'a mahsus, yoksa insan kafayı yer diye çok düşündüğüm oldu.
İnsan doğası gereği yalnız kalmaya uygun değil, sosyal bir varlık zaten.
Bu süreçte işte insanın yalnız kalmamak, sevilmek, birşeyin parçası olabilmek ve kabullenilmek uğruna yapabilceklerinden de çoğu kez bahsediyor.
Nasıl anlatsam bilemiyorum ama çok şey gördüm Berger de kendimden ki sanki herkes de görmüştür gibime geliyor.
Çünkü aslında herkes bu hayatta farklı birşeyler yapmak, yaşadığını hissetmek, kabullenilmek, bazen birilerine bir faydasının dokunduğunu bilmek, bir amacı olduğunu hissetmek istiyor belki de çoğu zaman.
Tüm ömrümüz belki de bu arayışta geçiyor belki de.
Aynı Berger de olduğu gibi. Tam bu hayatta ne yapmak istediğimizi, bizi neyin mutlu ettiğini bulabildiğimiz anda belki de artık hayatımız bitmiş oluyor.